22. Hukuk Dairesi 2015/6294 E. , 2016/17905 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 12.09.2000 tarihinden 30.03.2011 tarihine kadar metin yazarı ve stratejisi olarak çalıştığını, 26.08.2010 tarihli emekliliği hak kazanmasına rağmen çalışmasını sürdürdüğünü, emeklilik sırasında ücretlerini düşük gösterildiğini öğrendiğini, 11.04.2011 tarihinde iş verence 9.500,00 TL kıdem tazminatı ödendiğini belirterek, bakiye kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 12.09.2000-26.08.2010 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilikten sonra çalışmasının bulunmadığını, davacının uzmanlık ve özel eğitim gerektirmeyen büro işlerinde çalıştığını, primlerinin eksiksiz ödendiğini, izin alacağı bulunmadığını, 9.887,73 TL kıdem tazminatının bankaya ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosya da ise; ..."in çalıştığı işyerinden habersiz iş sunduğunun anlaşıldığı, bunun sadakat ve bağlılık kurallarına aykırı olduğu gibi mesai saatleri içinde üçüncü kişilere reklam metni hazırlamış olması sebebiyle haksız kazanç elde ettiği, şirket kaynaklarının haksız kullanıldığı, elde ettiği kazanç kadar şirketin zarara uğradığını belirterek bu kazançların karşılığı eğer bu hesaplanamaz ise en az asgari ücret aldığı kabul edilerek şirket zararı belirlenerek tahsilini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında davacının iş süresi uyuşmazlık konusudur.
Davacı dava dilekçesinde, 12.09.2000-30.03.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, 26.08.2010 tarihinde emekli olduktan sonrada çalışmaya devam ettiğini ileri sürmüştür. Davalı ise, davacının emekli olarak işten ayrıldığı 26.08.2010 tarihinden sonra çalışmasının bulunmadığını savunmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında, davacının davalı işyerinden 26.08.2010 tarihinde ayrıldığı ve 31.08.2010 tarihli tahsis talep dilekçesi ile yaşlılık aylığı bağlanması için müracaatta bulunduğu görülmektedir. Davacı tanıklarından...... ile ..., davacının iddia ettiği çalışma döneminde davacı ile birlikte davalı işyerinde çalışması olmayan kişilerdir. ... ise davalı işyeri çalışanı değildir. ..."ün de davacının emeklilik sonrası işyerinde çalıştığına dair bir beyanı bulunmamaktadır. Davalı tanığı ise davacının emekli olduktan sonra davalı işyerinde çalışmadığını beyan etmiştir. Bu durumda davacı emekli olarak işten ayrıldıktan sonra davalı işyerinde çalıştığını yeterli ve inandırıcı deliller ile ispat edememiştir. Bu sebeple emeklilik sonrası dönem dikkate alınmayarak iş süresi belirlenmelidir.
3-Diğer yandan, davacının yukarıda belirtildiği şekilde kabul edilen iş süresine göre, davacı emeklilik öncesi net 1.700,00 TL aylık ücret aldığını beyan ettiğinden dava konusu alacak talepleri bu ücret miktarı esas alınarak hesaplanmalıdır.
4-Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 225. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.
Mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Kanuni olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır.
İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın karşı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda dava, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde açılmış; davalı vekili 26.10.2011 havale tarihli delil listesinde, diğer delillerin yanında yemin deliline de dayanmıştır. Bu durumda yıllık izin ücreti alacağı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 228. maddesi gereğince davacı taraf yemine davet edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek taraf delilleri toplanmadan karar verilmiş olması isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.