19. Hukuk Dairesi 2017/4468 E. , 2018/1419 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine yönelik yerel mahkeme kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı şirket yetkilisi ...ve davalı vek. Av. ..."nın gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan yetkilinin ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde oldukları anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl davacı-birleşen davalı vekili, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, davacının 3 adet teminat çekini davalıya teslim ettiğini, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihmal ettiğini, davalıya ihtarname keşide edildiğini, davalının davacının satışlarını engelleyici tutum ve davranışlar sergilediğini, süresi 3 yıl olan sözleşmenin 17 ay sonra feshedildiğini, davacının zarara uğradığını ileri sürerek 1.000.000 TL maddi tazminat, 100.000 TL manevi tazminat ve 3 adet çekin iadesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın reddini istemiştir.
Asıl davalı-birleşen davacı vekili, çeklerin davalının sözleşme nedeniyle uğradığı ve uğrayacağı zararların teminatı olarak teslim edildiğini, davacının sözleşmeye uygun davranmadığını, satış miktarlarını tutturamadığını, davalının zarar ettiğini, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini savunarak davanın reddini istemiş, birleşen davada ise; davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu, davacının kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek 50.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince; iddia, savunma ve toplanan delillere göre, asıl davada sözleşmenin haklı olarak feshedilmediği, davacının yatırım zararını isteyemeyeceği, kar mahrumiyeti isteyebileceği, portföy ve manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı, birleşen davada ise haksız rekabet ve alacak isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; sözleşmenin haklı nedenle feshedilmediği, sözleşme gereğince asıl davacı-birleşen davalının ürünlerin satış fiyatlarını belirlemede serbest olduğu, davacı-birleşen davalının sözleşmeye uygun davrandığı, ancak davacı-birleşen davalının sipariş vermesine rağmen davalı-birleşen davacının bu ürünleri temin etmemesi nedeniyle davacı-birleşen davalının satış rakamlarını tam olarak sağlayamadığı, davacı-birleşen davalının yatırım zararı talebinin yerinde olmadığı, davacı-birleşen davalının mevcut işini tasfiye etmediği, sözleşmenin feshinden sonra dava dışı üretici firma ile imzaladığı sözleşme uyarınca ticari faaliyetini sürdürdüğü, portföy tazminatı şartlarının oluşmadığı, kar mahrumiyeti isteyebileceği, davalı-birleşen davacının haksız rekabet iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentte gösterilen dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Asıl davada davalı vekilinin temyizine gelince; davacı ile davalı arasında 10.07.2011 tarihinde Tek Satıcılık Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme süresinin 3 yıl olduğu, ancak 3 yıllık süre dolmadan önce 24.12.2012 tarihinde davalı yanca sözleşmenin haksız olarak feshedildiği anlaşılmıştır. Davacının sözleşmenin feshinden sonra dava dışı ... Firması ile ilaç satımı konusunda Distribütörlük Sözleşmesi yaptığı ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bu sözleşme uyarınca davacının işe devam ettiği, oluşturduğu müşteri çevresi ve portföyünü kullandığı, işi tasfiye etmeyerek yatırımlarını kullanarak kar elde etmeye devam ettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı ancak fesih tarihinden sonra dava dışı 3. kişiyle yapmış olduğu sözleşme tarihine kadar olan dönem içerisindeki kar mahrumiyetini talep edebilir. Mahkemece bu husus göz önüne alınmaksızın sözleşme süresinin sonuna kadar hesaplanan kar mahrumiyeti bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdiren 1.6300,00 TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.