Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın yargı yolu bakımından reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 28.02.2013 gün ve 2012/24859 Esas - 2013/3414 Karar sayılı ilama karşı davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın idari yargı görevli olduğundan reddine dair mahkemece verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davalı idareler vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün ve 2013/ 93 -101 sayılı ilamı uyarınca, bu tür davaların idari yargıda görülmesi gerektiğinden, Davalı idareler vekillerinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 28.02.2013 tarih ve 2012/24859 - 2013/3414 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, idari yargı görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz imar planında “sosyal tesis alanı, park ve yol” olarak ayrıldığı ve taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, bu husus taraflar arasında niza konusu yapılmadığı gibi, mahkemece de kabul edildiği anlaşılmıştır. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Bu nedenle ve özellikle mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı idarelerden peşin alınan karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.