Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9783
Karar No: 2017/16489
Karar Tarihi: 27.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/9783 Esas 2017/16489 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/9783 E.  ,  2017/16489 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, 17.08.2009 günü, maktul ..."in, evinin bahçesinde ekmek yaptığı sırada, güneşten rahatsız olması sebebiyle gölgelik yapmak amacıyla balkona çıktığını ve bu esnada elindeki örtünün balkonun hemen önünden geçen elektrik tellerine temas etmesi sonucu elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiğini, davalı kurumun gerekli güvenlik önlemlerini almaması sebebiyle meydana gelen olaydan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 15.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, olay günü maktulün balkon üzerine bulunan korumalık demirinin üzerine çıkarak gölgelik yapmak amacıyla elinde bulunan ıslak kilimi elektrik tellerinin üzerine attığı sırada olayın meydana geldiğini, olayda tüm kusur ve sorumluluğun maktüle ait olduğunu, kurumun herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava konusu olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada maktul dışında herhangi bir kimse hakkında kusur tespit edilemediğinden takipsizlik kararı verildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, meydana gelen olayda müteveffa tarafından ıslak kilimin elektrik telleri üzerine bilerek örtülmesi sonucu müteveffanın kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz etmiştir.
    1-) Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
    Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
    Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
    Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası"nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." ( TBK .69. maddesi ). TBK"nun 71/1.maddesine göre de; "Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.". Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.
    Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr. ..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15)
    Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine kusursuz sorumlu olan davalının, olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
    Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır.
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5. maddesinde; "Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
    Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır."
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 27.maddesinde; "Tesislerinve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir." düzenlemeleri yer almaktadır.
    Bu kapsamda enerji nakil hattının sahibi bulunan davalı kurum, bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden sorumlu olup, bu tür hatları kişilerin can ve mal güvenliği açısından tehlike arz etmeyecek şekilde inşa etmek, bulundurmak, bu hatlara güvenli yaklaşma sınırının aşılmasını önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.
    Dosyada mevcut bilirkişi raporlarının incelenmesinden, 05.05.2015 tarihinde düzenlenen ilk bilirkişi raporunda, elektrik tesisatının yapımında ve işletilmesinde davalı kurumun herhangi bir kusuru olmadığı belirtilmiş, itiraz üzerine alınan 26.08.2015 tarihli kurul bilirkişi raporunda ise, kazanın meydana geldiği evin elektrik aboneliğinin ve abonelik bağlantısının 24.11.1981 tarihinde yapıldığı, kaza anında yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre dış kolon hatlarının yağmura maruz kalan veya rutubetli yerlerde çelik boru içinde izoleli iletkenlerle veya antigron tipinde kablolarla etanş olarak tesis edilmesi gerektiği, mevcut tesisatın buna uygun olmadığı, ayrıca dosyada mevcut elektrik tespit tutanağına göre olay tarihinde yaklaşık 28 sene önce tesis edilen abone irtibat kablosunun faz iletkeninin bazı yerlerinde izolesinin özelliğini yitirdiği ve sıyrık olduğu, buna göre meydana gelen olayda davalı kurumun %30 oranında kusurlu olduğu açıklanmıştır.
    Somut olayda; maktulün olay günü güneşten rahatsız olması sebebiyle, evinin balkonunun hemen önünden geçen bağlantı hattına elindeki bulunan kilimi atmak (sermek) istediği sırada elektrik akımıma kapılarak vefat ettiği anlaşılmaktadır. Kusursuz sorumlulukta uygun illiyet bağı ancak, üç halde kesilir. Bunlar mücbir sebep, zarar görenin ağır kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusurudur. Meydana gelen olayda maktulün kusurunun bulunduğu açık olmakla birlikte, bu kusurun illiyet bağını kesecek nitelikte olmadığı, davalı kurumun da bakım ve özen borcunu gereği gibi yerine getirmediği, olabilecek tehlikeleri düşünerek gerekli denetimleri yapmadığı ve bu bağlamda davalı kurumun da meydana gelen olayda kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Nitekim 26.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda da davalı kurumun kusurlu olduğun belirtilmiş olup, buna göre eldeki davada illiyet bağının kesildiğinin kabulüne hukuken olanak yoktur.
    2-) Bunun yanında, mahkemece, dava konusu olayda tarafların kusur ve sorumluluklarına ilişkin olarak alınan iki farklı bilirkişi raporunda, yukarıda açıklandığı üzere kusur durumuna ilişkin görüş ve tespitler birbirinden farklı olmasına karşın mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece; davalı kurumun, yapı malikinin sorumluluğuna ve tehlike sorumluluğuna ilişkin olarak, somut olayı aydınlatan, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan (elektrik mühendisi) çelişkileri de giderecek şekilde rapor alınarak, davacılar murisinin kusuruda göz önünde bulundurulmak suretiyle davalı kurumun meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi