10. Hukuk Dairesi 2020/9354 E. , 2021/9071 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ordu İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı hak sahibi kız çocuğu, kendi çalışmasından dolayı 4/a kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle babasından aldığı ölüm aylığının kesilmesine dair kurum işleminin iptalini,aylığından yersiz ödeme nedeniyle yapılan kesintinin faizi ile ödenmesini,borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... vekili, Kurum işleminin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince “İsteğe bağlı sigortalılığın geçerliliği için malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeme zorunluluğu karşısında anılan primlerin ödendiği sürelerin diğer bir ifadeyle primi ödenmiş isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin sosyal güvenlik hukuku anlamında " hizmet süresi " kavramı içinde yer aldığı, bunun sonucu olarak da 506 sayılı yasanın 68 ve geçici 91. maddelerinde yer alan kendi çalışması kavramı içinde dikkate alınması gerektiği açıktır. Kanunda, "kendi çalışmasından" bahsedilmesi ise, aylık talebinde bulunan kız çocuğuna hak sahibi olarak kocası, babası veya çocuğundan bağlanan gelir veya aylık ile kendi sigortalılık sürelerinden (kendi çalışmasından) dolayı bağlanan gelir veya aylığının ayrı olduğunu vurgulama amacı taşımaktadır. Ayrıca "kendi çalışmasını" eylemli olarak bedensel güç kullanarak yapılan bir çalışma olarak algılamak sosyal güvenlik hukuku ilkelerini dışlayarak "çalışma" kelimesinin sadece sözlük karşılığını esas almak olur ki, bu değerlendirmenin hukuki bir değerlendirme olarak kabulü mümkün değildir. Dolayısıyla, isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödeme sürelerinin de kanunda ifadesini bulan kendi çalışması kapsamında kabul edilmesi gerekmektedir” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, isteğe bağlı olarak primi ödenmiş sürelerin de, 506 sayılı Kanunun 68 ve geçici 91. maddelerinde ifade edilen “kendi çalışması” kapsamında kabul edilmesinin gerektiği, kaldı ki; davacının bir kısım fiili çalışmaya dayalı sigortalılığının da bulunduğu bu itibarla da mahkemece davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davacıya bağlanan yaşlılık aylığının isteğe bağlı sigorta ödemesine dayalı olup, zorunlu sigortalılık şeklinde çalışması bulunmadığından yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle ölüm aylığının kesilemeyeceğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.11.2010 tarihli, 2010/10-521 Esas, 2010/594 Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere; 506 sayılı Kanunun 68/I-C-a maddesi aylık bağlanma koşulları yönünden, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, (4958 sayılı Kanunun 06.08.2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 35. maddesiyle ek) buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” ölüm aylığı bağlanması olanağını öngörmüştür. Hemen belirtmek gerekirse, “Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışma” kavramına Bağ-Kur"a tabi çalışmayı da dahil etmek gerekir.
Öte yandan, 02.07.2005 tarihli 5386 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen 506 sayılı Kanunun geçici 91. maddesi; “06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına (Bağ-Kur dahil) tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz.” hükmünü getirmiştir. Anılan maddenin uygulanmasında, “kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alma” kavramının yorumu ve anılan ibareye yüklenmesi gereken anlam önem arz etmektedir.
Hak sahibi kız çocuğuna tümüyle zorunlu sigortalılığı üzerinden değerlendirme yapılarak gelir veya aylık bağlanması durumunda “kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alma” olgusunun gerçekleştiği belirgin olduğu gibi, tamamen isteğe bağlı sigortalılık süreleri gözetilerek gelir veya aylık bağlandığı takdirde ise madde hükmünün kapsamı dışına çıkıldığı, bir başka anlatımla bu gibi durumda ölüm aylığının kesilemeyeceği belirgindir. Kız çocuğuna bağlanan gelir veya aylığın hem zorunlu, hem isteğe bağlı sigortalılık süreleri toplamına dayanması durumunda ise; ancak, ilgilinin isteğe bağlı sigortalılığının tek başına gelir veya aylık bağlanmasına yeterli gelmesi koşuluna bağlı olarak “kendi çalışmaları” kavramının varlığından söz edilemez. Eş söyleyişle; zorunlu sigortalılık süresinin dışlanması gelir veya aylık bağlanması koşulları üzerinde etkili değilse, kız çocuğuna tümüyle isteğe bağlı sigortalılık süreleri gözetilerek gelir veya aylık bağlanmış gibi kabul edilerek Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı tarafından hak sahibi sıfatıyla kız çocuğuna bağlanan ölüm aylığı kesilemez ve ödenenler de geri istenemez.
Eldeki dosyada, davacının babası ...’nin, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olup 12.06.1986 tarihinde vefat ettiği,davacıya 30.06.1986 tarihli talebine istinaden babasından 01.07.1986 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, davacının 20.01.1995-30.06.1995 tarihleri arasında 160 gün 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu, 01.08.1995-30.09.2008 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigorta ve 01.10.2008-31.01.2010 ile 30.08.2014-31.08.2016 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı bulunduğu, davacıya 12.07.2017 tarihli tahsis talebine istinaden 506 sayılı Yasanın geçici 81/B maddesine göre 01.08.2017 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacıya babasından bağlanan ölüm aylığının kendi çalışması nedeniyle 4/a kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı için iptal edildiği, davacı vekili tarafından 25.01.2018 tarihli dilekçe ile kuruma başvurulduğu, ...’nın 26.01.2018 tarihli yazı ile, gerek mülga kanunda gerekse 5510 SK 34. maddesi b bendinde “Bu kanunun 5. maddesinin 1.fıkrasının a,b ve c bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmış çocuklara aylık bağlanamaz” hükmü amir olduğundan ...’ye 4/a kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması sebebi ile babasından dolayı tarafına bağlanan yetim aylığının iptal edildiği şeklinde cevap verilerek davacının talebinin reddedildiği, davacının isteğe bağlı prim ödeme gün sayısının 5942 gün olup tek başına yaşlılık aylığı bağlanması için yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, yukarıda açıklanan şekilde, zorunlu sigortalılık süresi 160 günün dışlanması gelir veya aylık bağlanması koşulları üzerinde etkili olmadığından, davacıya tümüyle isteğe bağlı sigortalılık süreleri gözetilerek gelir veya aylık bağlanmış gibi kabul edilerek, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı tarafından bağlanan ölüm aylığının kesilemeyeceği ve ödenenlerin de geri istenemeyeceği dikkate alınmadan, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 28/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi