17. Hukuk Dairesi 2019/824 E. , 2020/5183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı .... Ltd. Şti."den alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı ...’un da şirket yetkilisi olduğu, onun aleyhine de takip yapıldığı, takiplerin kesinleştiği, haciz varakalarının düzenlendiği, davalı borçlunun adına kayıtlı malvarlığının bulunmadığını, adına kayıtlı gayrimenkulünü davalı ... ...’ya devredildiğinin tespit edildiğini, söz konusu devir işlemlerinin mal kaçırma gayesi ile yapıldığını beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemizin 13.05.2014 gün, 2013/2570 E- 2014/7528 K sayılı ilamında ... Petrol Tic. Ltd. Şti."nin ortağı ve temsilcisi olan davalı ... hakkında borç miktarının yüksek olması nedeniyle 17.6.2004 tarihinde ihtiyati haciz kararı oluru istendiği,olurun 12.7.2004 tarihinde verildiği, buna istinaden adı geçen ortak
hakkında VUK"nun 10 ve 6183 Sayılı Yasanın Mükerrer 35 maddesi gereğince 17.10.2005 ve 18.10.2005 tarihli takip yapraklarının düzenlendiği,ödeme emirlerinin 9.11.2005, 22.11.2005 ve 29.11.2005 tarihlerinde borçlunun adresinde ve onunla aynı soyadı taşıyan ... tebliğ edildiği ve 4.1.2006 tarihli haciz varakalarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalı ... vekili de savunmasında yapılan tebligatların usulsüzlüğünü veya takibin kesinleşmediğini ileri sürmediği gibi aksine takip konusu borcun 4.4.2006 tarihinde ödendiği iddiası ile bir adet Akbank dekontu ile davacı İdare tarafından düzenlenen onüç adet mahsup alındı fişini sunmuştur.O halde davalı ... hakkındaki takibin kesinleştiğinin kabulü gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetli görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davalı şirketin ticaret sicil kayıtları ilgili ticaret sicil müdürlüğünden istenerek davalı borçlu ..."un Şirketteki sermaye hissesi ve konumunun yukarıdaki yasal düzenlemeler gereğince tespiti, davacı idareden 2.6.2004 tasarruf tarihine kadar olan borç miktarı ile yapılan ödemeler sorulduktan sonra toplanan ve toplanacak delillere göre dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK"nun 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir”.
Yapılan yargılama neticesinde hiçbir gerekçe yazılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ... olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı yasanın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun
maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca; Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi mümkün değildir. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır.
Somut olayda, mahkemece 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinin dava konusu tasarruf için nasıl değerledirildiği, hangi gerekçe ile tasarrufun iptaline karar verildiği açık ve anlaşılır olmadığı gibi, karar denetime de elverişli de değildir. Bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.