3. Hukuk Dairesi 2016/9744 E. , 2017/16484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında görülen boşanma davasının devam ettiğini, düğünde kendisine hediye edilen ziynet eşyaları ile yine evlilik birliği içerisinde çalışarak elde ettiği ziynet eşyalarını yatırıma çevirmek istediğini, bunun için bir ev almaya karar verdiğini, bir kısım ziynet eşyalarının bozdurarak bir ev alındığını ancak bu evin davalı adına tescil edildiğini, paranın kalan kısmıyla da davalının kullandığı aracın satın alındığını, bahse konu evde 3 yıl boyunca oturduklarını, kızları ..."ın öğretmen olarak atanması üzerine kredi çekerek şu anda oturdukları evi aldıklarını, kredinin bedelini kendisi ödediği gibi yine bu ev alınırken de bir kısım ziynet eşyalarını bozdurduğunu, davalının 2005 yılında aldıkları ilk evi 02/06/2010 tarihinde habersizce sattığını ve parasını da kendi (davalı) adına kayıtlı banka hesabına yatırdığını belirterek, sayı ve nitelikleri itibari ile tek tek sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme günündeki rayiç bedel üzerinden şimdilik 10.000,00 TL nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının belirttiği evi alırken kendi kazancını, arabasının satışından elde edilen parayı ve yine babasının hesabında bulunan parayı kullandığını, davacının altınlarının kullanılmasının söz olmadığını, ayrıca davacıya talep ettiği kadar altın takılmadığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Davacının ziynet eşyalarına ilişkin 1 adet 75 gr 18 ayar 1,5 m Zincir, 1 adet 4,50 gr 14 ayar beşli çerçevesi, 1 adet 22 ayar beşli, 1 adet 2 gram 18 ayar alyans, 1 adet 10 gram 14 ayar çerçeveye takılan zincirin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Ziynet Eşyalarına ilişkin hükmün infazında İİK"nın 24/4-5 maddelerinin göz önünde bulundurulmasına, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Dava; ziynet eşyaların aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.