20. Hukuk Dairesi 2014/894 E. , 2014/3514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2011/181-2013/210
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli .. Beldesi 409 parsel 47950 m2 yüzölçümüyle orman niteliğiyle tapuya tescil edilmiş, 2011 yılında 4342 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmada mera olarak tahsis edilmesi işlemine karşı Orman Yönetiminin itirazının reddine ilişkin karar, İdareye 07.06.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili, 14.06.2011 tarihli dilekçesiyle, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, mera tahsis kararının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından kesin hüküm bulunduğu ve Hazine yönünden husumetten red kararı verilmesinin doğru olmadığı iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava, mera komisyon kararının iptali ve orman olarak tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1939 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile 1978 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması, 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki, Köyceğiz Tapulama Mahkemesinin 1954/3578 - 201 sayılı dosyasında, davacı Orman Yönetimi ile Hamit Çiftliği Sahipleri ve davalı Hazine arasında görülen kadastro tespitine itiraz niteliğindeki davanın yargılaması sonunda mahkemece, davacı gerçek kişilerin tutunduğu Mayıs 1939 tarih 24 numaralı tapu kaydı uysa bile, 409 sayılı parselin 1939 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı belirlenerek taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki davada taraf olan Hazine ve Orman Yönetimi bakımından kesin hüküm bulunduğu gözönüne alınmadan ve kesinleşen mahkeme kararına ait kroki usûlünce uygulanmadan karar verildiği gibi, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunun metin kısmında, çekişmeli 409 sayılı parselin (A) harfi ile işaretli 17 3 m2 bölümünün 2/B madde kapsamında kaldığı, (B ve C) harfleri ile işaretli, sırasıyla 41050 m2 ve 5515 m2 bölümlerinin tahdit haritası kapsamında kaldığı, sonuç kısmında ise tahdit dışı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmek suretiyle çelişki yaratılmış, orijinal orman kadastro haritası ile uzman bilirkişi raporuna ekli krokideki boyama birbirine benzemediği halde, mahkemece, bu konular üzerinde durulmadan taşınmazın orman olmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
O halde; mahkemece, öncelikle Tapulama Mahkemesinin 1954/3578 sayılı dosyası ve eki olan kroki, yörede 1939 ve 1978 yıllarında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait harita ve tutanaklar getirtilip, bir fen elemanı ile uzman orman mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte yöntemince uygulanmalı, taşınmazın her bir krokiye göre olan konumu belirlenmeli, tescile tabi olmayan meraların 3402 sayılı Kanunun 16. maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, mera olarak sınırlaması ve özel siciline kaydı yapılan taşınmazın mera kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle açılan davalarda, meranın mülkiyet hakkı sahibi olan Hazinenin davalı sıfatının bulunduğu ve aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilemeyeceği gözönünde bulundurulmalı, böylece elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25.03.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.