3. Hukuk Dairesi 2016/8922 E. , 2017/16474 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 21/01/1997 tarihinde harici olarak gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile davalıya ait taşınmazın bodrum katının kaba inşaat halinde 10.000 Mark karşılığında kendisine satıldığını ve aynı tarihte teslim edildiğini, ancak sözleşmede taşınmaz bedelinin 5000 Mark olarak gösterildiğini, epeyce masraf ederek yapıyı tamamladığını ve oturmaya başladığını, taşınmaz hakkında proje ve eklerine aykırı olarak ruhsatsız ve kaçak olarak yapıldığı gerekçesi ... Belediyesince yıkım kararı verildiğini, yaptığı incelemede bu bodrum katının müstakil mülkiyet oluşturmadığı ve tapusunun bulunmadığını öğrendiğini beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000-TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu yerin tapusunun ve ruhsatının olmadığını, kot farkından çıktığını, ruhsat almanın olanaksız olduğunu davacıya söylediğini, davacının ise kendisine göre düzenleme yapmak istediğinden 5.000 Marka anlaştıklarını, ancak davacının bunun 2.500 Markını ödediğini, söz konusu yer hakkında ... Belediye Başkanlığınca 08.04.2004 tarihinde yapı tatil zaptı düzenlendiğini ve kendisince 3.000 TL imar para cezası ödendiğini, hakkında suç duyurusunda da bulunulduğunu ve takipsizlik kararı verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 30/11/2011 tarih ve 2011/11036 Esas 2011/17829 Karar sayılı ilamıyla ; "...Satım sözleşmesi geçersiz de olsa dava Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabidir ve bu zamanaşımı aktin ifasının imkansız olduğu tarih itibariyle başlar. Böyle olunca Mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir..." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının evi satın alırken ruhsat ve tapusunun olmadığını bilebilecek durumda olduğu, yeterli araştırmanın yapılması halinde bu durumun ortaya çıkacağı, bu nedenle davacının iyiniyet hükümlerine dayanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Dava, harici taşınmaz satımına dayalı sebepsiz zenginleşme istemine ilişkin alacak davası niteliğindedir.
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın harici sözleşme ile satılması, TMK.nun 705, BK.nun 213 (TBK.nun 237), Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanununun 60.maddesi ile ...nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E.-2000/1704 K.sayılı ilamı ile taşınmaz satış devri resmi olmadıkça geçerli değildir.
Geçersiz sözleşmelerde; TBK.nun 77-82 (BK.nun 61-66) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taraflar karşılıklı olarak ancak verdiklerini geri alma hakkına sahiptirler.
Davacının bu sözleşme gereğince davalıya 5.000 Mark ödediği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede belirtilmekte olup davalının 5.000 Markı davacıya iade etmesi gerekir.
O halde; mahkemece, taraflar arasındaki geçersiz taşınmaz satışı sözleşmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenen 5.000 Markın dava tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı belirlenerek davalıdan tahsiline, karar verilmesi gerekirken; davanın tümden reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.