10. Hukuk Dairesi 2015/25186 E. , 2016/9274 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Tarım ... sigortalılığının ve tahsis talebini takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, Mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 28.10.2014 günlü ve 2014/17471 Esas, 2014/21360 Karar Sayılı ilamıyla; “01.05.1995-31.12.2003 tarihleri arasındaki Tarım ... sigortalılık süresine ilişkin Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı fakat sonraki dönemler bakımından yapılan araştırmanın eksik olduğu ayrıca 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında araştırma ve değerlendirme yapılması gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı
kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Eldeki davada ise, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi olanaksız olup, davacı hakkında, 18.05.2011 tarihli tescil işlemi ile geriye doğru sigortalılık sürelerinin tevkifatlara göre belirlendiği dikkate alındığında özellikle 5510 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddesinin ikinci fıkrasında belirlenen “Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” Hükmü bakımından herhangi bir irdeleme bulunmaksızın salt geçici 54’üncü maddesinin uygulanabileceği kabul edilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, ilk bozma kararımız çerçevesinde 2003 yılı sonrasındaki tarımsal faaliyetin bulunup bulunmadığı hususunda da herhangi bir irdeleme yapılmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde,davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.