10. Hukuk Dairesi 2016/5427 E. , 2016/9270 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile malullük aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile davacının 18.05.2009 tarihi itibariyle maluliyetinin tespiti ile bu tarih itibariyle malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum avukatının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki itirazlarının reddi gerekir.
2-01.11.2003 tarihinde maluliyet aylığının kabulü ile kontrol muayenesi sonrasında davalı kurumca 506 Sayılı Yasanın 57’nci maddesi gereğince kontrol muayenesine geç gidilmesi nedeniyle aylığı kesilen davacı hakkında mahkemece, maluliyet başlangıç tarihinin 18.05.2009 olduğuna dair alınan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 12.12.2013 tarihli raporu ile Mahkemece, maluliyet aylığının başlangıcına dair herhangi bir karar verilmeksizin, davacının maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine, karar verilmiştir.
Davanın yasa dayanağı olan 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Malullük Aylığının Hesaplanması, Başlangıcı, Kesilmesi ve Yeniden Bağlanması” başlıklı 27. maddesinin ikinci fıkrasında da benzer hükme yer verilmiş olup, "…a)Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b)Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi, yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, takip eden aybaşından itibaren başlar." hükmü mevcuttur.
Davacının Adli Tıp Genel Kurulu raporunda belirtildiği üzere maluliyet başlangıcının 18.05.2009 tarihi olduğunun anlaşılmasına göre, 5510 sayılı Kanunun 27. Maddesinin ikinci fıkrası gereğince davacının tahsis talebinin ve dava tarihinin daha önceki bir tarih olmasına ve aylığın Kurumca kesilmesine göre, bu tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 36. maddesi gereğince, ilgili kanunlarda yer verilmemiş olsa dahi, Kurumun taraf olduğu davalar, icra kovuşturmaları ile ilâmların harçlardan bağışık olduğu göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece Kurumun harç tutarından sorumluluğu yönünde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
4-Mahkemece, davacının talebinin, kesilen maluliyet aylığının kesildiği 20.10.2007 tarihinden yeniden bağlanmasına yönelik olmasına rağmen, aldırılan raporlar karşısında 18.05.2009 tarihi itibari ile aylığa müstahak olduğu kabul edilmiş olmakla; bu durumda davacının istemine ve temyiz eden kurum sıfatına göre hükmün kısmi kabul niteliğinde olduğu anlaşılmakla, avukatla temsil edilen davalı SGK lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
5-)Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2006 gün ve 2006/1-163 Esas, 2006/76 sayılı kararında da belirtildiği üzere davada, kısmen kabule karar verildiğine göre 6100 Sayılı HMK."nun 312 ve 323. maddelerine uygun şekilde, tarafların haklı çıktıkları oranda yargılama giderlerinin paylaştırılarak karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yargılama giderlerinin tamamının davalıya yükletilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün tamamen silinmesi ile yerine:
“1-Davanın kısmen kabulü ile davacının 18.05.2009 tarihi itibariyle maluliyetinin tespiti ile 01.06.2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, fazla istemin reddine,
2-Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihindeki avukatlık tarifesi gereğince davacı vekili için takdir edilen 1.500,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, kısmen kabule göre aynı tarife gereğince davalı kurum vekili için takdir edilen 1500,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 103,00 TL’lik yargılama giderinin kısmen kabule göre kabul ve red oranına göre takdiren 50 TL’sinin davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına” hükmünün yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.