3. Hukuk Dairesi 2016/6999 E. , 2017/16437 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; davalı şirketin ... numaralı abonesi olduğunu, sözleşmenin önceden hazırlanmış standart sözleşme olduğunu, abonenin sözleşme üzerinde değişiklik veya müzakere yapma şansının bulunmadığını, şirketin abonelik boyunca faturalarını tam ve düzenli olarak ödediğini, davalı şirketin son 10 yılda tahsil ettiği Kayıp- Kaçak Bedeli, Perakende Satış Bedeli, İletim Sistemleri Kullanım Bedeli, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedellerinin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte iadesi ile, bu bedellerin KDV"sinin de aynı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte iadesini ve haksız ve hukuka aykırı olarak son 10 yılda tahsil etmiş olduğu, aktif tüketim bedeli içerisinde tahsil edilen kayıp kaçak enerji bedeli üzerinden alınan Enerji Fon Bedeli, ... Payı ve Belediye Tüketim Vergisi ve bu kalemler üzerinden aldığı KDV’nin de tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL davalıdan tahsili ile davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.09.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 39.190,02 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde; davacının ... numaralı aboneliği 15/05/2006 tarihinde gerçekleştiğini, davacının abone olmadığı tarih öncesi için talepte bulunmak için taraf ehliyeti olmadığını, bu tür davalarda görevli olarak Danıştay olduğunu, davacının her şeyden önce düzenlemenin iptali için Danıştay"a dava açması gerektiğini, davaya konu edilen fatura ile ilgili tarifelerin EPDK tarafından belirlendiğini ve dağıtım şirketlerince mevzuat gereği zorunlu olarak uygulandığını, bu nedenle davada husumetin EPDK"ya düştüğünü, dava dilekçesinde talep kısmının açık olmadığını, davacıdan yapılan tahsilatların tamamı ilgili
mevzuat çerçevesinde alınan EPDK kararlarına göre yapıldığını, öncelikle bu bedelleri ödediğini ispatlaması gerektiğini, davacının geriye dönük olarak 10 yıl için talepte bulunmasının mümkün olmadığını, 10 yıllık zamanaşımı sözleşmeden kaynaklı alacaklar için olduğunu, davaya konu kayıp kaçak bedellerinin EPDK kararlarına istinaden alınmış olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1)Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak vb. bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK"na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişede etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen;
Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü, Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak vb. bedellerle ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
2)Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.