Esas No: 2016/7108
Karar No: 2020/5343
Karar Tarihi: 31.12.2020
Danıştay 7. Daire 2016/7108 Esas 2020/5343 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7108
Karar No : 2020/5343
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI): … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
2 - (DAVACI): … Anonim Şirketi
VEKİLLERİ: Av. … Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Müflis ... Boru Anonim Şirketi adına tescilli ... tarih ve ... sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında dahilde işleme rejimi uyarınca ithal edilen eşyaya ilişkin gümrük vergileri üzerinden hesaplanan para cezasının tahsili amacıyla, davacı banka tarafından verilen teminat mektubundan kaynaklanan sorumluluğundan dolayı davacı banka adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki yargı kararının kesinleşmesi üzerine, tahsil olunan tutarın itfa tarihinden iade edileceği tarihe kadar işletilecek ticari faiziyle birlikte iadesi istemiyle gümrük müdürlüğüne yapılan başvurunun, faiz istemi yönünden reddine ilişkin işleme vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ve geri ödemenin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile itfa tarihinden iade edileceği tarihe kadar işletilecek şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki ticari faizin ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacı banka tarafından ödenmek zorunda kalınan 315.081,68 TL'ye ilişkin ödeme emrinin hukuka aykırılığının yargı kararıyla ortaya konulması nedeniyle devlet hazinesinde kaldığı süre için öngörülen gecikme faizi oranı işletilmek suretiyle davacıya ret ve iadesi gerektiği halde, yapılan başvuru üzerine ödenen tutarın faizsiz olarak davacı bankaya ödenilmesi gerektiği yolundaki işleme vaki itirazın reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan dava dilekçesinde, davacı banka tarafından yapılan ödemenin 5.000,00 TL tutarında ticari faiziyle birlikte iade edilmesinin talep edildiği, hukuka aykırı olarak tahsil edilen kamu alacakları dolayısıyla kamu idareleri tarafından mükelleflere ödenecek maddi tazminat miktarının, davadaki istem de gözetilerek, devlet hazinesinde kaldığı süre için hesaplanacak miktar kadar olmasının, Anayasa'da öngörülen eşitlik ve adalet ilkelerine dayandığı, söz konusu iadenin yasal faiz oranı işletilerek hesaplanacak tutar ile birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, dava dilekçesinde talep edilen faiz tutarının 5.000,00 TL olarak belirtildiği, yapılan ödeme için itfa tarihinden iş bu dava tarihine kadar işletilecek yasal faizin davacının talebi olan 5.000,00 TL'yi kapsayacağı, 5.000,000 TL tutarındaki yasal faizin davacı bankaya ödenmesi, buna mukabil ticari faiz talebinin ise reddinin gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, yapılan ödemenin 5.000,00 TL tutarında yasal faiziyle birlikte iade edilmesine, ticari faiziyle ödenmesi istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idarece, davacı banka adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada verilen iptal kararının davacı bankaya 04/03/2010 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca banka hesap numarasının bildirilmesinin gerekmesine karşın, 18/05/2015 tarihine kadar herhangi bir bildirimde bulunulmadığı ve mahkemece verilen söz konusu iptal kararında faize hükmedilmediği, bu nedenle faiz ödenmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; davacı tarafından, lehlerine hükmedilen faiz tutarının asıl alacak için işletilecek faiz tutarına oranla çok düşük olduğu, bu nedenle temyize konu kararı veren Mahkemece faiz istemi hakkında taraflarına ıslah hakkının kullandırılması amacıyla bildirimde bulunularak süre verilmesinin gerektiği, mahkeme kararında hükmedilen toplam faiz tutarının hesaplanmasına ilişkin olarak bir açıklama ve gerekçeye yer verilmediği, davalı idarece işletilecek gecikme faizi göz önüne alındığında ticari faiz isteminin reddedilmesinin Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI: Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuş; davalı idarece, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yer almamasına karşılık, Danıştay içtihatları ile istemle bağlı olma kuralı uygulanarak, tam yargı davalarında dilekçede gösterilen uyuşmazlık konusu miktarın arttırılamayacağı kabul edilmiştir. Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralına ilişkin Danıştayın bu içtihatının, hak arama özgürlüğünün kullanımına ve adil yargılama hakkına engel oluşturduğu ileri sürülerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulmuş ve adı geçen Mahkemece ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmiştir.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklik ile Geçici 7. maddesinin, 6459 sayılı Kanun'un 30/04/2013 tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girdiği, bu düzenleme ile yürürlük tarihinde derdest olan tam yargı davalarında (kanun yolu aşaması dahil) bir defaya mahsus olmak üzere dava dilekçesinde belirtilen miktarın artırılması imkanının tanındığı, Kanun hükmünün yürürlük tarihi olan 30/04/2013 tarihinden sonra ise nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle, bir defaya mahsus miktar artırımında (ıslah) bulunulabileceği yolundaki hükümler ile ıslaha imkan veren düzenlemeler getirilmiştir.
Bu durumda, davanın açıldığı tarihte ıslaha imkan veren düzenlemeler getirilmiş olduğu, davacı tarafından ise yukarıda açıklandığı üzere ''fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı'' ve ''şimdilik 5.000,00 TL'' tutarında ticari faiziyle birlikte iadesi hususu dava dilekçesinde belirtilmek suretiyle ödenmek zorunda kalınan 315.081,68 TL tutarına işletilecek faiz tutarının 5.000,00 TL tutarı ile sınırlandırılmadığı hususları göz önüne alındığında, Mahkemece davacının miktar artırımı hakkını kullanmasını sağlamaya yönelik gerekli bilgilendirme yapıldıktan sonra, faiz istemi hakkında 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 1. maddesinde yer alan yasal faize ilişkin hüküm de dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin ise kabulü ile bahsi geçen hususlar kapsamında yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmek üzere 5.000,00 TL tutarında yasal faiz ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X). KARŞI OY :
Temyiz başvuruları, Müflis ... Boru Anonim Şirketi adına tescilli ... tarih ve ... sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında dahilde işleme rejimi uyarınca ithal edilen eşyaya ilişkin gümrük vergileri üzerinden hesaplanan para cezasının tahsili amacıyla, davacı banka tarafından verilen teminat mektubundan kaynaklanan sorumluluğundan dolayı davacı banka adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki yargı kararının kesinleşmesi üzerine, tahsil olunan tutarın itfa tarihinden iade edileceği tarihe kadar işletilecek ticari faiziyle birlikte iadesi istemiyle gümrük müdürlüğüne yapılan başvurunun, faiz istemi yönünden reddine ilişkin işleme vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ve geri ödemenin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile itfa tarihinden iade edileceği tarihe kadar işletilecek şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki ticari faizin ödenmesi istemiyle açılan davada verilen kararın aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istemlerine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yer almamasına karşılık, Danıştay içtihatları ile istemle bağlı olma kuralı uygulanarak, tam yargı davalarında dilekçede gösterilen uyuşmazlık konusu miktarın arttırılamayacağı kabul edilmiştir. Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralına ilişkin Danıştayın bu içtihatının, hak arama özgürlüğünün kullanımına ve adil yargılama hakkına engel oluşturduğu ileri sürülerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulmuş ve adı geçen Mahkemece ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmiştir.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklik ile Geçici 7. maddesinin, 6459 sayılı Kanun'un 30/04/2013 tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girdiği, bu düzenleme ile yürürlük tarihinde derdest olan tam yargı davalarında (kanun yolu aşaması dahil) bir defaya mahsus olmak üzere dava dilekçesinde belirtilen miktarın artırılması imkanının tanındığı, Kanun hükmünün yürürlük tarihi olan 30/04/2013 tarihinden sonra ise nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle, bir defaya mahsus miktar artırımında (ıslah) bulunulabileceği yolundaki hükümler ile ıslaha imkan veren düzenlemeler getirilmiştir.
Öte yandan, İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası, yargı yeri kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, İdarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsamaktadır. İadesi gereken tutar yönünden idare ile davacı arasındaki ilişki, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak, bir borç ilişkisine dönüştüğünden, uyuşmazlık konusu tutarın idarenin tasarrufunda kaldığı süre için, Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu'na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, hangi oranda faiz ödenmesi gerektiğini düzenleyen 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 1. maddesinde yer alan yasal faizin esas alınması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın açıldığı 29/09/2015 tarihinde miktar artırımına imkan veren ıslaha ilişkin düzenlemelerin yürürlükte olduğu, davacı banka tarafından dava dilekçesinde ise, teminat mektubundan kaynaklanan sorumluluğundan dolayı düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki yargı kararının kesinleşmesi üzerine, ödenmek zorunda kalınan 315.081,68 TL'ye ilişkin olarak yapılacak geri ödemenin ''fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile'' itfa tarihi olan 24/11/2006 tarihinden iade tarihine kadar işletilecek ''şimdilik 5.000,00 TL'' tutarında ticari faiziyle birlikte iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın açıldığı tarihte ıslaha imkan veren düzenlemeler getirilmiş olduğu, davacı tarafından ise yukarıda açıklandığı üzere ''fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı'' ve ''şimdilik 5.000,00 TL'' tutarında ticari faiziyle birlikte iadesi hususu dava dilekçesinde belirtilmek suretiyle ödenmek zorunda kalınan 315.081,68 TL tutarına işletilecek faiz tutarının 5.000,00 TL tutarı ile sınırlandırılmadığı hususları göz önüne alındığında, Mahkemece davacının miktar artırımı hakkını kullanmasını sağlamaya yönelik gerekli bilgilendirme yapıldıktan sonra, faiz istemi hakkında 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 1. maddesinde yer alan yasal faize ilişkin hüküm de dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin ise kabulü ile bahsi geçen hususlar kapsamında yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmek üzere 5.000,00 TL tutarında yasal faiz ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.