22. Hukuk Dairesi 2016/32462 E. , 2020/4081 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde ameliyat hemşiresi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini evliliği nedeniyle feshettiğini işverene noterlik ihtarnamesi ile bildirip haklarının ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığından Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2015/16339 esas nolu takip dosyasında 17.427,96 TL kıdem tazminatı, 1.367,80 TL yıllık izin ücreti ve bunların faizleri için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın borca, alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine, takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, %20 den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının evlilik sebebiyle iş akdini feshetmediğini, ... Devlet Hastanesine atamasının yapıldığını, yeni bir işe başlaması sebebiyle iş akdini feshettiğinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından anlaşılacağını, buna rağmen haksız icra takibi başlatıldığını, davacının evlenmiş olmasının halen başka bir devlet hastanesinde çalıştığına göre çalışmasına engel teşkil etmediğini, kıdem tazminatı istemesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, yıllık izin tutarının davacının eksik mesaisi düşüldükten sonra hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının yıllık izin ücretinin hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Davacı dava dilekçesinde açıkça davacının 28 günlük yıllık izin ücreti alacağı bulunduğunu belirterek icra takibi başlatıldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 38 gün yıllık izin hakkı bulunduğu belirtilerek hesaplama yapılmış ve takip tarihi ile aynı tarihte yapılan ödeme mahsup edilmiştir. Talep aşılarak hesaplama yapılması isabetsiz olmuştur.
3-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı da bir diğer uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu alacakların varlığı ve miktarının tespiti tartışmalı olup yargılamayı gerektirdiğinden, söz konusu alacak likit değildir. Şu halde, mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.