17. Hukuk Dairesi 2019/3522 E. , 2020/5176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... Gıd. Tar. Ür. Tur. Pet. Ür. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’den alacaklı olduğunu, alacağına istinaden Silifke İcra Müdürlüğünün 2013/5956 sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalıların kötü niyetli olarak ve alacaklılardan mal kaçırmak gayesi ile hareket ettiklerini, borçlunun aciz içinde olduğu ve alacağın tahsilinin imkansız olduğunun tespit edildiğini, davalı borçlunun adına kayıtlı olan ... İli, ... İlçesi, ... Köyü parsel 1246 olan ve 9.343,83 m2"lik fabrika binası ve arsası ve teferruatları ile birlikte 1/3"er hisse olarak davalılara devredildiğinin tespit edildiğini beyanla, davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından dosyaya borçlu şirket hakkında aciz vesikası sunamadığı gibi dosyaya sunulan haciz tutanağının aciz vesikası niteliğinde olmadığı, dava şartının
gerçekleşmediği, bu şartı gerçekleştirmek için davacı tarafın son celse süre talep ettiği, ancak bu sürenin davacı tarafa tanınmasında hukuki yararın bulunmadığı, zira bu süreçten sonra söz konusu belge getirilse dahi, tasarruf tarihi dikkate alındığında İİK"nun 278/2. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürüm süresinin geçmiş olacağı sonucuna varıldığından hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK’nın 278. maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki senelik süre bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen süre olup hak düşürücü süre değildir. İİK"nın 278-279-280 maddelerine dayanılarak açılan davalarda 284. Madde de öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanır.
Tasarrufun iptali davalarında borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; hacizden geriye doğru 2 yıllık sürenin dışında tasarruf yapılmış bulunduğundan İİK"nin 278/3-2. maddesi gereğince iptali mümkün değildir. Ancak 2 yıllık sürenin aşılmış olması tek başına davanın reddini gerektirmez. Dosya içerisindeki belgelerden, davalı borçlu aleyhine Silifke İcra Müdürlüğü’nün 2013/ 5956 sayılı dosya ile takip yapıldığı, takibin kesinleştiği, dosyadan yapılan haciz sırasında tutulan 16.09.2014 tarihli haciz tutanağının İİK 105 kapsamında geçici aciz vesikası hükmünde olduğu, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalı 3. kişiler olan ..., ... ve ...
’in dava dışı ... Yağ. Yem Hayv. Nak. Tarım Ürn. San. Tic. Ltd. Şti. ortakları olduğu, davalı borçlu ile aynı iş kolunda çalıştıkları ve tasarrufa konu gayrımenkulün fabrika binası olduğu gözönünde bulundurularak İİK 278, 279, 280/1 ve 280/3 hükümlerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre de davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.