Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/16206
Karar No: 2017/16420
Karar Tarihi: 23.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16206 Esas 2017/16420 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/16206 E.  ,  2017/16420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalının kendisini darp ettiğini, bu nedenle babasının evine dönmek zorunda kaldığını, ... 4. Aile Mahkemesinin 2011/396 Esas, 2012/983 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, 20.07.2000 tarihli mehir senedi başlıklı belgeye dayanarak bu belgenin dördüncü sırasında yer alan 4 adet toplam 100 gr. burma bileziğin kendisine verilmediğini ileri sürerek; bu bileziklerin aynen, olmadığı taktirde; 5.000 TL karşılığı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş. 05.02.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle altın bilezikler için taleplerini 8.745 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı; talep edilen bileziklerin davacıya teslim edildiğini, kendisinin müşterek evden sadece elbiselerini ve kitaplarını alarak ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davalının savunmasına itibar edilerek, davaya konu bu dört adet bilezik yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    I- Dava; mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı ispatlamakla yükümlüdür.
    Öte yandan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi,
    gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
    Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Davada dayanılan belge altında davalının imzası bulunmakta ise de, davacının imzası bulunmamaktadır. Bu durumda bu belge ancak kendisi yönünden bağlayıcıdır.
    Somut olayda; dinlenen davalı tanığı ... beyanında; "100 gr altın karşılığı dört adet burma bileziği davacıya bizzat kendisinin mehir bedeli olarak verdiğini, bu bileziklerin sonradan ne olduğunu bilmediğini ancak oğlundan bu bileziklerden bir kısmının satıldığını duyduğunu, oğlunun kendisine sattığı bu bileziklerin yerine yenisini aynen aldığını da söylediğini, oğlunun bu bileziklerden kaçını sattığını bilmediğini" davalı tanığı ... ise beyanında; "düğünde 22 ayar 100 gr. altın bileziğin davacıya takıldığını, düğünden sonraki bir tarihte taraflar ayrılmadan önce evlerine gezmeye gittiklerinde; davalı abisinin bilezikleri davacıdan ihtiyacı olduğu için aldığını ancak yerine aynen bilezik olarak bilezikleri taktığını yanında söylediğini, davacınında bunu o zaman kendisinin yanında bizzat onayladığını" neticede bu haliyle davaya konu bileziklerin davalı tarafından bir kısmının bozdurularak yenilendiğini beyan etmişlerdir. Dinlenen tanıklar da davaya konu altınların bir kısmının yine davalı tarafından bozdurulmak suretiyle değiştirildiğini beyan ettiklerine göre davalının bu yöndeki savunmasını ve altınların iade edilmemek koşuluyla alındığını ispat etmesi gerekir.Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalının savunmasını ispat edemediği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca mahkemece; mehir senedinin tanzim edildiği 20.07.2000 tarihi itibariyle mehir senedinde bedeli olarak 550.000.000 TL gösterilen dört adet 100 gr. burma bileziğin hangi ayarda altına tekabül ettiği konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle değeri belirlenmeli, davacının talebi gözetilmek suretiyle bu bedelin aynen ya da bedeli yönünden karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi