2. Hukuk Dairesi 2014/219 E. , 2014/11354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Yunak Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :09.09.2013
NUMARASI :Esas no:2012/186 Karar no:2013/229
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; maddi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, manevi tazminatın miktarı yönünden, davalı (koca) tarafından ise; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı (koca)"nın temyizinin incelenmesin de;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrasında "Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin (2.) fıkrasında da, "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı" öngörüldüğünden, temyiz isteğinin incelenmesinde 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümleri uygulanmıştır.
Temyiz edilen karar temyiz eden davalıya 09.10.2013 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 25.10.2013 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir.
Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.
Ne var ki asliye mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay"a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 k. sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davalının temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davacı (kadın)"ın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı (kadın)"ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davacı (kadın) yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple maddi tazminat yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün davacı kadının temyiz isteğine konu diğer yönlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı kocanın temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.05.2014(Prş.)