Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7159
Karar No: 2017/16389
Karar Tarihi: 22.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/7159 Esas 2017/16389 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/7159 E.  ,  2017/16389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; düğünde; 23 adet 22 ayar bilezik, 67 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altın, 2 adet cumhuriyet altını, 2 set, 2 bileklik ve 1 tektaş yüzük takıldığını, ayrıca imam nikahı sırasında belirledikleri 50.000 TL mehir bulunduğunu, davalının kahvehane ile altılı ganyan oynama alışkanlığı sebebiyle sürekli borca girdiğini ve düğünde takılan takıları satmak zorunda kaldığını, toplam 62.700 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı asil 17/02/2015 tarihli duruşmada; ziynet eşyalarını evliliklerini ilk iki yılında bozdurduklarını, evin giderlerine harcadıklarını, bunu davacı gönül rızası ile verdiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davacının rızası hilafına altınların davalı tarafından zorla alınarak satıldığına ilişkin yeterli delil sunulamadığından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava; ziynet eşyalarının bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
    Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
    Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
    Somut olayda; davacı ziynetlerin davalı tarafından satılıp borçlarını ödediğini ileri sürmekte olup, davalı mahkemenin 17/02/2015 tarihli celsesinde, ziynetleri evliliğin ilk iki yılında bozdurduklarını, evin giderlerine harcadıklarını, davacının rızasının olduğunu beyan etmiştir. Davalı koca ziynet eşyalarının davacının kendi rızası ile bozdurduğunu beyan etmiş olduğundan, bu hususta ispat külfeti artık yer değiştirmiştir. Davalı iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyalarının bozdurulduğunu ispat edemedikçe iade ve tazmin ile yükümlüdür.
    Bu durumda mahkemece; ispat külfeti yanlış yönlendirilmek suretiyle, davacının altınların rıza dışında davalı tarafından zorla alınarak satıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi