Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16498 Esas 2018/1402 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16498
Karar No: 2018/1402
Karar Tarihi: 21.03.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16498 Esas 2018/1402 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, davacının borçlarına karşılık aldığı ödemenin davacıya iade edilmesi gerektiğini belirterek itirazın iptal edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermiştir. Ancak, kanun maddesi gereği, icra hukuk mahkemesinde itirazı kabul edilen davacı, icranın iadesini ister ve bu nedenle davanın reddi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı davalı yararına bozulmuştur.
İİK’nun 40. maddesi “Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur.”
19. Hukuk Dairesi         2016/16498 E.  ,  2018/1402 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalının davacı aleyhine ... 26. İcra Müdürlüğü"nün 2012/12057 sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinde davacının takibin dayanağı bonodaki imzaya itiraz ettiğini, bu sırada cebri icra nedeniyle dava dışı...tarafından davalının vekili Av. ...’a makbuz karşılığı ödeme yapıldığını, bonodaki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle itirazın kabul edilerek takibin iptal edildiğini, ödenen bedelin iade edilmesi için ... 11. İcra Müdürlüğü"nün 2014/10844 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu ödemenin, ... tarafından dava dışı cirantanın 2012/12057 sayılı dosya borcuna mahsuben alındığını, takip dosyasında cirantanın borcunun devam ettiğini savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, davacının imzaya itirazının icra hukuk mahkemesince kabul edildiği, takibin davacı borçlu yönünden durdurulduğu, bu davanın 21.01.2014 tarihli duruşmasında davalı vekili tarafından açıkça davacı borçlu tarafından ödeme yapıldığının kabul edildiği, davalıya yapılan ödemenin davacıya iadesi gerektiği, alacak miktarının likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    İİK’nun 40. maddesi “Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur.” hükmünü içermektedir. Bu durumda icra hukuk mahkemesinde itirazı kabul edilen davacı, açıklanan madde uyarınca icranın iadesini ister. Hal böyle olunca itirazın iptali davasının açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın bu nedenle reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.