22. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6162 Karar No: 2016/8504 Karar Tarihi: 18.05.2016
Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2016/6162 Esas 2016/8504 Karar Sayılı İlamı
22. Ceza Dairesi 2016/6162 E. , 2016/8504 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ..."ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 491/ilk ve 522. maddeleri gereğince 2 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin .... Sulh Ceza Mahkemesinin 21/05/2002 tarihli ve 1999/1554 esas, 2002/838 sayılı kararının infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesi gereğince lehine bulunan anılan Kanun"un 141/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Mahkemenin 22/06/2005 tarihli ve 1999/1554 esas, 2002/838 sayılı ek kararının temyiz edilerek Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 17/09/2002 tarihli ve 2012/15171 esas, 2012/40985 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine, mahkemenin görevsizliğine ilişkin..... Sulh Ceza Mahkemesinin 14/02/2013 tarihli ve 2012/1866 esas, 2013/297 sayılı kararını müteakip, dosyanın gönderildiği mahkemesince kamu davasının 765 sayılı Kanun"un 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına dair .... Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 tarihli ve 2013/197 esas, 2013/203 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 24.03.2016 gün ve 94660652-105-34-340-2016-Kyb sayılı yazılı istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/04/2016 tarih ve 2016/140241 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/4. maddesinde yer alan, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, .... Sulh Ceza Mahkemesinin 21/05/2002 tarihli ve 1999/1554 esas, 2002/838 sayılı kararının kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca, lehe kanun değerlendirilmesi yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesi hükmüne, dosya içeriğine göre, sanık hakkında kurulan önceki hükmün Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 17/09/2012 tarih, 2012/15171 Esas, 2012/40985 Karar sayılı kararıyla bozulduğunun anlaşılmasına göre, kanun yararına bozma istemine ilişkin incelemenin Yüksek 2. Ceza Dairesi"nin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 18.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.