Esas No: 2022/2581
Karar No: 2022/5829
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/2581 Esas 2022/5829 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/2581 E. , 2022/5829 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davanın davalı ...Ş. bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı Güvence hesabı bakımından usulden reddine dair karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 13/09/2020 tarih, 2020/İHK-16576 sayılı itirazın kısmen kabulü ile itiraza konu kararın kaldırılmasına yeniden hüküm kurulmasına davanın kısmen kabulüne, dair verilen kararın süresi içinde davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 24/10/2019 tarihinde müvekkilinin eşi ... ’ın ...’i olmayan motosiklette yolcu olduğu esnada davalı ...Ş. tarafından sigortalanan araç ile kazası neticesinde vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuş, talebini 07/09/2020 tarihli dilekçe ile davalı Güvence Hesabı bakımından 78.715,60 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun davalı ...Ş. bakımından sulh olunması sebebiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı Güvence Hesabı bakımından reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına başvurunun kısmen kabulü ile davalı ...Ş. bakımından sulh olunması sebebiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, 78.715,60 TL tazminatın 29/11/2019 tarihinden yasal faizi ile davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma sebebiyle cismani zararın tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 62. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” 62. maddesinin ikinci fıkrasında ise; “Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla
ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” Şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; kaza tespit tutanağında ve ceza yargılamasında alınan ATK raporunda kazaya karışan her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun tespitinin yapıldığı, davalı ...Ş.’nin davacıya 51.045,05 TL ödemede bulunması sebebiyle davalı ve adı geçen davalının sulh olduğu, aktüerya bilirkişi raporunda davalı Güvence Hesabı’nın %75 kusurunun varlığının kabulü ile hesaplama yapıldığı, müteveffanın detaylı nüfus kaydının dosya içerisinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Şu halde; kazaya karışan her iki aracın kusurunun olduğuna dair kaza tespit tutanağında ve ceza yargılamasında alınan ATK raporundaki belirleme nazara alındığında, her iki sürücünün sorumluluklarının yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre müşterek müteselsil sorumluluk olması(davacı vekilinin talebi de aynı doğrultudadır) ve müşterek sorumlulardan biri tarafından yapılan ödeme(51.045,05 TL ödeme davacının da kabulündedir) ile diğerinin de sorumluluğunun o miktarda sonra ereceği hususu dikkate alınarak davacıya ödenen 51.045,05 TL tazminatın güncellenerek toplam tazminat miktarından düşülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan yasal düzenlemelere göre müteveffaya ait detaylı nüfus kayıt örneğinin dosya arasına alınarak davalı Güvence Hesabının müteveffanın çocuğu olduğuna dair itirazları ve bu doğrultuda hesaplamadaki pay dağılımının da detaylı incelenmesi bakımından aktüerya bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra esasa yönelik hüküm kurulması gerekmektedir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, davalı Güvence Hesabı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Güvence Hesabı'na geri verilmesine 24/03/2022 gününde gerekçenin bir bölümü oyçokluğu diğer bölümler yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Başvuran her iki aracın sigortasına karşı motosiklette yolcu olan desteğin öldüğünü belirterek her iki sigortadan müştereken ve müteselsilen destek tazminatı talebinde
bulunmuştur. Hakem heyetince davalı Güvence Hesabının kusuruna göre 78.000,00 TL tazminatla sorumluluğuna karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk talebin müşterek ve müteselsilen olduğunu T.B.K. 62. md. uyarınca kendi payına düşen miktardan fazla ödemede bulunan diğer müteselsil borçluya karşı rücu hakkı olduğunu bu nedenle diğer davalı ... tarafından başvuran tarafa ödenen 51.045,05 TL meblağın güncellenerek toplam tazminat miktarından düşülmesi yönünden kararın bozulması için gerekçe oluşturulmuştur.
Bu gerekçeye katılmıyorum. Somut olayda davalılar %75 - %25 kusurludur. %25 kusurlu olan ... Sigorta başvurucuya ödeme yapmış ve başvurucu vekili 08/05/2020 tarihli dilekçe ile ... Sigorta yönünden feragat ettiğini belirterek ibraname ibraz etmiştir. Başvururken müşterek ve müteselsil talep olsa da sonradan belirlenen kusura göre birinden ödeme alınması ve feragat edilmesiyle artık müşterek müteselsil talepten vazgeçmiş sayılır. Bu nedenle feragat edilen davalının yaptığı ödemenin fazlalığından söz edilerek diğer müşterek müteselsil borçluyu T.B.K. 62. md. uyarınca rücu imkanı yoktur. Bu davalının yaptığı ödemenin güncellenerek toplam tazminattan düşürülmesi imkanı yoktur.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal nedenlere göre bozma gerekçesinin bu bölümüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.