17. Hukuk Dairesi 2020/1863 E. , 2020/5167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, 29.10.2009 tarihinde davacıların oğlu ...’e davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında desteğin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların her biri için 5.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiş, 28.08.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi talebini 31.666,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden davacı ... için 6.437,63 TL, anne ... için ise 5.611,27 TL"nin olay tarihi olan 29.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacılar ... ve ...’in her biri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK"nın taraf ehliyetini düzenleyen 50. maddesinde, "medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu", TMK 28. maddesinde de "kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayacağı ve ölümle sona ereceği" düzenlenmiştir.
Ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davacı ..."in mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ölü kişi lehine hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-) Mahkemece, davaya konu trafik kazasında davalı araç sürücüsü ile muris yayanın %50 oranında eşit kusurlu olduğunu bildiren makine mühendisi bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davaya konu kaza ile ilgili olarak Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1153 Esas, 2012/140 Karar sayılı dosyasında, davalı araç sürücüsü hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan açılan kamu davasının yargılaması sırasında uzman bilirkişiden alınan rapora göre; muris yayanın olayda kusursuz, davalı sanık sürücünün ise asli ve tamamen kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece bu rapor benimsenerek sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de; yargılama sırasında makine mühendisinden alınan ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ile yukarıda anılan ceza yargılaması sırasında alınan uzman bilirkişi raporunda belirlenen kusur durumu yönünden çelişki meydana geldiği açıktır.
O halde, mahkemece, ceza dosyası getirtilerek, öncelikle ceza yargılaması ile eldeki davada kusur yönünden meydana gelen çelişkilerin giderilmesi için İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ile eldeki davada alınan bilirkişi raporu birlikte irdelenerek, tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm
deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Davacılar vekili davasını 31.666,15 TL üzerinden ıslah etmiş; ancak, mahkemece bu talepten 12.048,9 TL’si kabul edilmiş kalan kısmı ise reddedilmiştir. Mahkemece her bir davacının taleplerinin reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca avukatlık ücreti tayini gerekirken bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-) Bozma neden ve şekline göre ise, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle re’sen, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alının harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ile davacılara geri verilmesine, 06.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.