19. Hukuk Dairesi 2016/16171 E. , 2018/1397 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar 1-... Ltd. Şti. 2-... 3-... vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ...arasında görülen Menfi tespit davası hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 25/06/2015 gün ve 2011/531-2015/394 E-K sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 23/05/2016 gün ve 2015/14826 -2016/9108 E-K sayılı ilamına karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş ve bu başvuru ile birlikte Dairemizin bozma kararını oluşturan Başkan ... ile üyeler ..., ..., ... ve ... hakkında bozma kararının içeriğiyle tarafsızlıklarına gölge düşürdükleri gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulunulmuş olmakla dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
1-2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 39/3 maddesi gereğince, "Dairelerin veya Genel Kurulların Başkan ve Üyeleri reddolunabilirler.Ret hususundaki istemler, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın ilgili daire veya genel kurullarca incelenerek kesin karara bağlanır.Daire ve kurulların toplantılarını engelleyen toplu ret istemleri dinlenmez".
Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin inceleme gününde Dairemizin bir başkan ve yedi üyesi mevcut olup bunlardan dördü hakkında reddi hakim talebinde bulunulmuştur. Dairemizin geriye kalan dört üyesiyle toplanması 2797 sayılı kanunun 40/1 maddesi gereğince mümkün değildir.
Bu itibarla davacılar vekilinin maddi hata ihtimalini dışlayan haksız ve yersiz reddi hakim talebinin (esası da kabule şayan olmamakla birlikte) 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 39/3 maddesinin son cümlesi gereğince dinlenemez olduğuna karar verilmiştir.
2-İşin esasına yönelik karar düzeltme talebinin incelenmesine gelince; dava menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki çekişme, davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan icra takibine dayanak teşkil eden 15/10/2008,29/10/2008,12/11/2008 ve 28/11/2008 keşide tarihli bonoların taraflar arasında imzalanan tarihsiz protokol kapsamında tasfiyeye tabi tutulup bu protokolde saptanan toplam borcun ödenmesiyle de bu bonolardan doğan borcun sona ermiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Anılan tarihsiz protokolde “...ve B...Ltd. Şti. tarafından ...’dan değişik zamanlarda alınan ve maddi yardım niteliğinde olan toplam 1.000.000,00 TL tutarındaki alacağı borçlu ... aşağıdaki şekilde ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” ibaresi yer almaktadır.
Protokoldeki bu ibarenin protokol tarihinden önceki tüm borçları kapsadığı, diğer bir deyişle, davalının davacıların o güne kadar gerçekleşen tüm borçların 1.000.000,00 TL olarak kabul ettiğini göstermektedir.
Dava dosyasında yer alan davalıya ait 26/01/2015 tarihli dilekçede, tarihsiz olan bu protokolün 2011 yılında düzenlendiği davalı tarafça beyan ve ikrar edilmiştir.
Şu halde, dava konusu 15/10/2008,29/10/2008,12/11/2008 ve 28/11/2008 keşide tarihli dava konusu bonoların 2011 yılında düzenlenen bu protokolden önce keşide edildikleri için anılan protokol kapsamında kaldıkları açıktır.
Bu durumda, 2011 yılında imzalanan protokolde saptanan borç ödendiği takdirde dava konusu bonoların da ödenmiş olduğunun kabulü gerekir.
Dava dosyası içinde bulunan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/522 Esas ve 2012/328 Karar sayılı ve 08/07/2012 tarihli ve Yargıtayca onanarak kesinleşen kararına göre, davalı tarafından davacılar aleyhine anılan protokolden kaynaklanan bakiye 700.000,00 TL alacağın tahsili için açılan davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, anılan protokolden dolayı davacılardan alacağı kalmayan davalının dava konusu bonolardan dolayı da davacılardan alacaklı olmadığı ve davacıların menfi tespit taleplerinin haklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu vaziyet karşısında, Dairemizce sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek onanması gerekirken yazılı gerekçe ile bozulması doğru olmamış ve davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacılar vekilinin reddi hakim talebinin 2797 sayılı yasının 39/3 maddesinin son cümlesi gereğince dinlenemez olduğuna,
2-Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 2015/14826 E. ve 2016/9108 K. sayılı ve 23/05/2016 tarihli bozma kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 201/531 Esas ve 2015/394 Karar sayılı ve 25/06/2015 tarihli kararının gerekçesi yukarıda açıklandığı gibi değiştirilerek sonucu itibariyle doğru olan bu kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama karar harcının kararı temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıların yatırdığı karar düzeltme harcının talepleri halinde kendilerine iadesine, 20/03/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Taraflar arasındaki tarihsiz protokolde 1.000.000,00 TL tutarındaki borcun ne şekilde ödeneceği kararlaştırılmış olup ödemenin 300.000,00 TL ve 700.000,00 TL"lik iki adet bono ile yapılacağı belirtilmiştir. Söz konusu protokolde davaya konu bonolardan bahsedilmemiştir. Bu nedenle dava konusu bonoların protokol kapsamında kaldığı düşünülemez. Ayrıca protokol taraflar arasındaki tüm borçların tasfiye ve ibrasına ilişkin olmadığından protokol dışındaki bonolarla ilgili borçları da kapsadığını kabul etmek mümkün değildir.
Bu nedenle davacıların bonolardan dolayı borçlu bulunmadıklarını ancak yazılı delil ile ispatlamaları mümkün olduğundan dairemiz bozma ilamı yerinde olup davacıların karar düzeltme istemin reddi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun mahkeme gerekçesinin düzeltilerek onanması gerektiği yönündeki görüşlerine katılmamaktayız.