3. Hukuk Dairesi 2017/13419 E. , 2017/16334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, tenkis isteminin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; annesi olan muris ..." ın 16.06.2009 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçısı olarak dört çocuğu kaldığını, murisin ... 1.Noterliği"nce düzenlenen 27.01.1997 tarih ve 2991 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname ile ... İli, ... Köyü, Hayıtkazığı mevkiinde kain 9 pafta, 82 ada, 39 parselde kayıtlı 544 m²"lik Bahçeli kargir evi davalı ..."a bıraktığını, söz konusu düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin, yasada öngörülen şartlara uygun olmayıp birçok hatalarla dolu ve hukuka aykırı bulunduğunu, vasiyetnamenin murisin tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir sırada düzenlendiğini vasiyetnamenin iptaline, tasarrufa konu ..., 38 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının miras hissesi oranında kendi adına tesciline bu talebin kabul görmemesi halinde yapılan tasarruf ile tecavüz edilen hissesinden kendine ait saklı payın tenkisi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 1997 yılındaki tasarrufuna ilişkin iş bu davanın zamanaşımına uğradığını, murisin tasarruf ehliyetine sahip olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kendisinin annesine ölünceye kadar baktığını, davacı tarafın ise annesinin bakımını yükümlenmediğini ve annesine göstermesi gereken özeni göstermediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının tenkis isteğinin kabulü ile saklı pay alacağı 16.506,43 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vasiyetnamenin iptali ve ... Köyü, 82 ada, 38 parseldeki tapu kaydının miras hissesi oranında adına tescili talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Somut olayda uyuşmazlık, davaya konu vasiyetnamenin tenkisine ilişkindir.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür.
Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur.
Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir.
Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur.
Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.565) Miras bırakanın TMK"nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (... Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal ... oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın ... oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup ... oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı tarihdeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin ... oranıyla çarpımından bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmelidir.
Tüm bu bilgiler ışığında, somut olayda; mirasbırakanın ölüm tarihindeki terekesinin saptanması, taşınmazların tercih hakkının kullanıldığı tarihteki değerlerinin belirlenmesi ile uzman bilirkişiden davacının saklı paylarının ihlal edilip edilmediği yönünde bilirkişi raporu alınması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, tenkise tabi taşınmaz yönünden murisin ölüm tarihindeki değeri üzerinden tenkis hesabı yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.