20. Hukuk Dairesi 2013/8469 E. , 2014/3361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 2.067.500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle belgesizden Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., bu taşınmaz içinde kendi zilyetliğinde bulunan tarlası kaldığı iddiasıyla, bu kısmın tapusunun iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin 02.05.2008 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 3240 m2"lik kısmın tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/11/2008 gün ve 2008/10766 E. - 14291 K. sayılı kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; karara dayanak alınan bilirkişi raporu ekindeki memleket haritası incelendiğinde açık alan olan bölümlerde bile 2-5 metre boyunda meşe ağacı işareti bulunduğu, taşınmazın eğiminin % 15-20 olduğu anlaşılmaktadır. Orman kadastrosunun kesinleşmesinden itibaren 20 yıllık süre geçmediği için taşınmazın hukukî durumunun eski tarihli belgelerin sağlıklı bir şekilde zemine uygulanması ile tespiti gerekir. Oysa, memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek birbiri üzerine aplikasyon yapılmadan, taşınmaz memleket haritası üzerinde elle kırmızıya boyanarak işaretlenmiştir. Bu nedenle, dayanılan orman bilirkişi raporu çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın memleket haritasındaki konumuna göre 2-5 metre boyunda meşe ağaçlarının bulunduğu alanda kaldığının belirlenmesi halinde ve eğiminin de % 15-20 olduğu gözönünde bulundurularak, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamında bulunup bulunmadığı da düşünülmelidir." denilmiştir.
Sulh hukuk mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra, görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra, ... Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne, 101 ada 308 sayılı parselin 19/07/2010 tarihli fen bilirkişi rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3240,00 m2 yerin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmış, arazi kadastrosu ile birlikte 18.11.1996 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, kabule karar verilen temyize konu, bilirkişi raporlarında çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve orman tahdidi dışında kaldığı anlaşıldığı ve gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşulları da oluştuğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.