Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2496
Karar No: 2021/1651
Karar Tarihi: 22.11.2021

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2496 Esas 2021/1651 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/2496 E.  ,  2021/1651 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine dayalı yüklenicinin tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 23.08.2011 tarihli sözleşmenin mahkeme kararı ile feshedildiğini, davacı yüklenicinin fesih aşamasına kadar inşaata başlamak üzere bir kısım masraflar yaptığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 11/02/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 104.253,98 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı, cevap vermemiştir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, (Kapatılan) Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.09.2019 T., 2016/5183 E. ve 2019/3872 K. sayılı ilamı ile “somut olayda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi mahkeme kararı ile feshedilmiş olup, yapılan masraflar arsa sahibinin yararına ise yüklenici bu bedeli isteyebilir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 6. ve 18. maddesinde belirtilen yüklenici firmanın işi yarım bırakması halinde yüklenici firmanın kooperatiften hiçbir hak ve alacak talebinde bulunamayacağının ilişkin hüküm geçersizdir. Bu nedenle davalı arsa sahibinin yararına olan masrafların sözleşmenin feshi tarihindeki rayiç değer üzerinden bedelinin tespiti ile hüküm altına alınması gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, mahkemece 30/01/2020 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece verilen 2. karar ile; davacının davasını belirsiz alacak şeklinde açtığı, limited şirket olan ve açıkça fatura ve resmi belgelere dayalı alacağını isteyen davacının bu alacaklarının belirsiz olduğundan söz edilemeyeceği, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yarar dava şartı olup, mahkemece davanın her aşamasında re"sen dikkate alınacağından HMK 114/1-h ve 115/2. maddesi gereğince davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili yasal süresi içerisinde temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca bozma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmelidir. Nitekim 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş olması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de; bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “Usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamına göre bulunmamaktadır (Y. 15. Hukuk Dairesi’nin 20.12.2017 tarih ve 2017/1909 Esas, 2017/4513 Karar; 26.02.2020 tarih ve 2019/3347 Esas, 2020/790 Karar sayılı ilâmları).
    Kaldı ki davacı, mahkemece emsal olarak gösterilen kapatılan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi ilamında belirtildiği üzere doğrudan fatura ve belgelere dayalı alacağını istememiş, dava dilekçesinde yapılan bu harcamaların, kooperatif malvarlığında sebep olduğu artışın ve bu harcamaların ne kadarından kooperatifin yararlanacağının belirlenerek, iadesi gereken bedelin tahsilini istemiştir. Davacının bu talebi emsal gösterilen karardan farklı olduğu gibi, dolaylı olarak uğranılan zarar istenmiş, doğrudan yapılan ödemeler talep edilmemiştir. Bu durumda yapılan talepte HMK"nın 107/1 maddesine göre alacağın tam ve kesin olarak belirli olmadığının kabulü gerekir.
    Yerel mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra bozma gerekleri yerine getirilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, hükmün davacı yararına bozulmasına dair ilama uyulması neticesinde davacı lehine usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı davranılması ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği hususu gözden kaçırılarak, davanın usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 22.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi