14. Hukuk Dairesi 2013/15440 E. , 2014/2574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2007
NUMARASI : 2006/254-2007/54
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, 775 sayılı Kanuna dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya 775 sayılı Kanun gereğince tahsis edilen arsaya süresi içinde bina yapılmadığından arsa tahsisinin iptal edildiğini ileri sürerek davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile davacı Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı temyiz etmiştir.
Mahkemece, 30.09.2013 tarihli ek karar ile süresinde olmayan temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı H.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun 19.03.2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunun 7. maddesi ile değişik 23/9. maddesi gereğince, tebliğ evrakının tebliğ memurunun adı soyadı ve imzasını ihtiva etmesi lazımdır. Davalıya hüküm Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de aynı Kanunun 23/9. maddesine göre tebligat mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmadığından usulsüzdür. Davalı vekili, hükme bu tarihte muttali olduklarını belirterek 27.09.2013 tarihinde yasal süresinde temyiz etmiştir. Bu nedenle mahkemece verilen temyiz isteminin reddine ilişkin 30.09.2013 tarihli ek karar kaldırılarak temyiz incelenmesine geçilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmü yer almaktadır. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır .Ayrıca Tebligat Kanunu"nun 19.03.2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunun 7. maddesi ile değişik 23/9. maddesi gereğince, tebliğ evrakının tebliğ memurunun adı soyadı ve imzasını da ihtiva etmesi lazımdır.
Somut olayda, davalıya dava dilekçesini içeren duruşma gün ve saati Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de aynı Kanunun 23/9. maddesine göre tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmadığından usulsüzdür.
Mahkemece, davalıya duruşma gününü bildirir davetiyenin yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu şekilde yapılan tebligat ile davalının savunma hakkının kısıtlanmış olduğu anlaşıldığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.