Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15415 Esas 2020/2944 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15415
Karar No: 2020/2944
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15415 Esas 2020/2944 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/15415 E.  ,  2020/2944 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.05.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 504 parsel sayılı taşınmazda davalının pay satın aldığını, önalım davasının açılmasını engellemek için satış bedelinin değerinin yüksek gösterildiğini belirterek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen bedeli depo ettirilerek davanın kabulü ile 504 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
    Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
    Somut olaya gelince: Davacı, paydaşı olduğu 504 parsel sayılı taşınmazda diğer paydaş tarafından 10.04.2015 tarihinde davalıya yapılan satış işlemine karşı önalım hakkını kullanarak, satışa konu payın gerçek değeri üzerinden adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece, yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu edilen payın satış tarihi itibariyle değerinin resmi satış sözleşmesindeki bedelden düşük olduğu bildirildiğinden bilirkişi raporunda belirtilen değerin depo edilmesi sonucu davanın kabulüne karar verilmiş ise de muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder. Davacı dayandığı deliller ile muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır.
    Bu durumda mahkemece, tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masraflar toplamından oluşan önalım bedelinin depo edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu hususların gözardı edilerek yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.