Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/6073 Esas 2019/3569 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6073
Karar No: 2019/3569
Karar Tarihi: 26.03.2019

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/6073 Esas 2019/3569 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından beraat eden sanıkların zincirleme tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği belirtilmiştir. Hazine'nin bu suçlarla ilgili dava sürecine katılma hakkı bulunmadığı ve temyiz istemi reddedildiği ifade edilmiştir. Sanıkların tefecilik suçunun zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle hükümlerinin bozulduğu ancak yeniden yargılama gerektirmediği belirtilmiştir. Ayrıca, bir sanığın ödünç para vererek kazanç sağladığı ve Anayasa Mahkemesi kararına uygun şekilde TCK'nın 53. maddesinin infaz sırasında nazara alınması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nın 241/1, 66/1-e, ve 67/4. maddeleri
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi
- CMUK'ın 317, 321, 322/1 maddeleri
- 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi
5. Ceza Dairesi         2016/6073 E.  ,  2019/3569 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, tefecilik
    HÜKÜM : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve bu örgüte üye olma suçlarından beraat, zincirleme biçimde tefecilik suçundan mahkumiyet


    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09/07/2013 günlü ve 2012/5-1339 Esas, 2013/347 sayılı Kararına göre, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve bu örgüte üye olma suçlarından doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma ve temyize hakkı bulunmayan Hazinenin usulsüz olarak katılmasına karar verilmesi temyize hak vermeyeceğinden, vekilinin bu suçlar yönünden verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin ve sanıklar müdafilerin tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    1-Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    Sanıkların üzerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihleri dosya kapsamından kesin bir şekilde tespit edilememiş ise de; kolluk raporları ve tanık beyanlarına göre ödünç para verme eylemlerinin 2000-2007 yılları arasında gerçekleştiğinin anlaşıldığı, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle sanıklar lehine değerlendirme yapılarak 01/01/2007 olarak kabul edilmesi gerektiği, belirtilen tarih ile inceleme günü arasında da bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
    2-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde ise;
    Sanığın 2010 yılına kadar değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç elde etmek amacıyla ödünç para verdiği anlaşılmakla, TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
    Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafi ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.