10. Hukuk Dairesi 2016/5926 E. , 2016/9090 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında 28.04.2003 tarihinde boşanma kararı verilen davalıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle , davacı Kurumca, davalıya 01.11.2008- 30.06.2010 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların yasal faizleriyle birlikte tahsili amacıyla başlatılan takipte itiraz üzerine , itirazın iptali davasının açıldığı , Mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı... Kanununun ‘’Gelir ve aylık bağlanmayacak haller’’ başlığını taşıyan 56.maddesinin ikinci(son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada ‘’Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.’’ düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, öncelikle, davalı tanıkları dışında, resen tespit edilecek kişilerden ve davalının boşandığı dönemde İstanbul Şile"de babasına ait köyde ikamet ettiğine dair iddiası nazara alınarak, ilgili köyde görev yapmış/yapmakta olan, muhtar ve aza ile resen tespit edilecek kişilerden, kanaat edinmeye yetecek kadarının 01.11.2008-30.06.2010 tarihleri arasındaki dönemi
kapsar mahiyette, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, kurum raporunda beyanlarına başvurulan tanıklar...mahkeme huzurunda da dinlenilmeli, tanıkların beyanları arasında çelişki olursa bu çelişki giderilmeli, davalı ve eski eşin uyuşmazlık dönemini kapsar şekilde ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılarak adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili ...’nden adres hareketleri tarihleriyle birlikte istenilmeli; uyuşmazlık konusu dönem itibariyle seçmen bilgi kayıtlarında davalı ve eski eşinin nerede oy kullandıkları ve seçmen bilgi sistemindeki adreslerinin neresi olduğu araştırılmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, davalı ile eski eşi adına uyuşmazlık dönemi içeren banka kayıtları ile telefon, elektrik ve doğalgaz vb. aboneliklerinin hangi adreste tesis edildiği saptanmalı, tarafların 04/06/2010 tarihinde yeniden evlendikleri hususu da göz önünde bulundurularak, “boşanılan eşle uyuşmazlık konusu dönemde eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında yeniden değerlendirilmeli ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.