Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/92 Esas 2019/4934 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/92
Karar No: 2019/4934

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/92 Esas 2019/4934 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/92 E.  ,  2019/4934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında çekişmeli ..... köyünde bulunan 125 ada 2 parsel sayılı 3.909,32 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde davalı gerçek kişi adına tespit görmüştür.
    Davacı dava konusu taşınmazın senetsizden davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun gereğince süresinde kadastro müdürlüğünce yapılan askı ilanına itiraz ettiklerini, dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle orman olması, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması, zilyetlikle mülk edinme koşulları gerçekleşmediğinden ve kamu malı niteliğinde bulunduğundan söz konusu tespitin iptal edilerek taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; her ne kadar keşif sırasında dinlenen tespit bilirkişileri ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından davalının dava konusu taşınmazı davasız-aralıksız 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyetinde bulundurduğunu beyan etmişlerse de; alınan orman bilirkişisi ve ziraat bilirkişisi raporlarından dava konusu taşınmazın orman sayılan sahalardan olduğu, orman sahalarının zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle ..... köyünde kaim 125 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, tespitin iptaline, 125 ada 2 parselin orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Taşınmazın bulunduğu yörede ilk tesis kadastrosu 1973 yılında 766 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır. 2015 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-5. maddesi gereği orman kadastro çalışmaları yapılmış, orman kadastro çalışmaları 03/10/2015 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 8. maddesi gereği yapılan kadastro çalışmalarında davalı adına tespit edilmiş, askı süresinde dava açıldığından kesinleşmemiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre dava konusu taşınmazın orman sayılan sahalardan olduğu, orman sahalarının zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36/A maddesinde yer alan ‘‘kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz’’ hükmüne rağmen davalı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru değil ise de belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    Bu sebeple; hükmün 3 ve 6 numaralı bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine "yargılama giderinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına" cümlesi eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/09/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.