
Esas No: 2016/2277
Karar No: 2021/169
Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/2277 Esas 2021/169 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Zonguldak 1. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Belediyesinde çalışmakta iken 14.12.2006 tarihinde emekli olduğunu, belediyeye verdiği dilekçe ile çalışmakta olduğu dönemde ve emekliliği nedeniyle tahakkuk eden tüm alacaklarının ödenmesini talep edip faize ilişkin haklarını saklı tuttuğunu ileri sürerek faiz alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili, Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 21.01.2011 tarihli ve 2011/51 E.- 2011/14 K. sayılı kararı ile eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilen ek davada ise; bilirkişi raporunda hesaplanan fazlaya ilişkin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı ile 03.07.2007 tarihli protokol imzalandığını, protokol gereğince davacının her türlü alacak ve faiz hakkından feragat ettiğini açıkça belirttiğini ve protokole göre tüm alacaklarının kendisine ödendiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemenin İlk Kararı:
6. Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 09.03.2011 tarihli ve 2009/478 E., 2011/90 K. sayılı kararı ile; davacı ile davalı arasında imzalanan 03.07.2007 tarihli protokollün düzenlenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davacının bu protokolle alacaklarının 1 yıl içinde ödenmesi koşuluyla ihtirazi kayıt beyanından ve faiz talebinden feragat ettiği, öngörülen bir yıllık süre içinde davalı tarafından protokol gereğinin kısmen yerine getirildiği bu durumda davacının protokolle bağlı olamayacağı, davacının faizden vazgeçme borcunun protokolle erteleyici bir şarta bağlandığı, şart gerçekleşmediğinden uyulması ya da uygulanması gereken bir sözleşmenin de söz konusu olmayacağı, protokolün geçersiz olduğu, uyuşmazlığın protokol dikkate alınmaksızın çözülmesi gerektiği, davacı ihtirazi kayıt ileri sürdüğünden Toplu İş Sözleşmesi’nde (TİS) düzenlenmeyen alacaklara ihtarname tarihinden yasal faiz, TİS’ten doğan alacaklar yönünden ise (TİS 45. madde) uyarınca hak ediş tarihlerini takip eden ayın son gününden itibaren işletme kredisi faizi yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle 01.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan alacaklar hüküm altına alınarak asıl davanın kısmen, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
7. Zonguldak 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 31.10.2013 tarihli ve 2011/32918 E., 2013/27617 K. sayılı kararı ile; "…Dosyada davaya konu edilen dönem TİS "lerine, davacının faize ilişkin olarak itirazi kayıt konulduğunu iddia ettiği belgelere ve belediyenin bildirdiği ödemelerin banka kayıtlarına rastlanmamıştır. Mahkemece yukarıda sayılan belgeler dosya içine getirtilmelidir.Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu denetime açık değildir. Her bir alacak kalemi ile ilgili olarak TİS "in ilgili maddesine göre hesap yapılması, davacının ödenmemiş alacağının varlığı halinde TİS"de ödeme tarihi varsa buna göre hesap yapılması, taraflar arasında imzalanan 03.70.2007 tarihli protokol ve belediyenin bildirdiği cevabi yazıdaki ödemeye ilişkin banka kayıtları ile davacının itirazi kayıtları bir değerlendirmeye tabi tutularak denetime elverişli bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin İkinci Kararı:
9. Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli ve 2013/707 E., 2015/618 K. sayılı kararı ile; bozmaya uyulmasına karar verilerek, bozmada belirtilen hususlarda gerekli yerlere yazı yazıldıktan ve ek hesap raporu alındıktan sonra, bozma sonrasında araştırmanın tamamlandığı önceki hükümde bir değişikliğin bulunmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
10. Zonguldak 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 08.03.2016 tarihli ve 2016/1673 E., 2016/5235 K. sayılı kararı ile; (1) numaralı bentte davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verdikten sonra, “…(2) Somut olayda, davacının ücret alacaklarının faizini istediği anlaşılmaktadır. Faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresine tabidir. Davalı süresinde ek dava dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmuştur.Bu durum karşısında davalının,20.01.2011 tarihli ek dava dilekçesine karşı zamanaşımı defi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir
Direnme Kararı:
12. Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2016/171 E., 2016/326 K. sayılı kararı ile; borçlunun borcunu ikrarına ilişkin zamanaşımını kesen ve zamanaşımından feragati düzenleyen hükümler ile bir kısım Yargıtay kararlarına yer verilerek ücret ve ücret farkı alacaklarında (dolayısıyla bunlara ilişkin faiz alacağında) zamanaşımı süresinin 5 yıl olması ve davalı tarafın zaman içinde miktar miktar ödeme yapmış olması nedeniyle ilk ödeme tarihi ile ek dava tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle ve önceki gerekçeler de eklenmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ücret alacaklarının faizi istemli açılan eldeki davada zamanaşımını kesen ya da zamanaşımından feragat olarak nitelendirilebilecek borç ikrarının bulunup bulunmadığı buradan varılacak sonuca göre 20.01.2011 tarihli ek dava dilekçesine karşı davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı definin değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esası incelenmeden önce; Özel Dairece davalı vekilinin ek dava dilekçesine karşı ileri sürdüğü zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerektiği yönündeki bozması sonucunda mahkemece zamanaşımına ilişkin değerlendirmelerde bulunularak verilen direnme kararının eylemli uyma neticesinde verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
16. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
17. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre, mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
19. Bu açıklamalar kapsamında eldeki davaya gelince; davacının işçilik alacaklarına ilişkin faiz talebinde bulunduğu ve mahkemece ücret, ücret farkı, yıllık izin ücreti ve yolluk alacağı faizinin hüküm altına alındığı kararı Özel Dairece davalının 20.01.2011 tarihli ek dava dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararı sonrasında mahkemece, zamanaşımını kesen ve zamanaşımından feragati düzenleyen hükümler ile konuya ilişkin açıklamalarda bulunulduktan sonra ücret ve ücret farkı alacaklarında zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu ve davalının zaman içinde miktar miktar ödeme yapmış olduğu bu nedenle ilk ödeme tarihi ile ek dava tarihi arasında beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
20. Yukarıda da açıklandığı gibi Özel Daire bozma kararı, davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi hakkında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılması gerektiğini içermektedir. Bu durumda mahkemece önceki kararda direnildiği belirtilmiş ise de esasen gerekçeleri de açıklanmak suretiyle ileri sürülen zamanaşımı defi konusunda değerlendirme yapılarak bozma kararında belirtilen husus yerine getirilmiştir.
21. Şu hâlde, verilen direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu açıktır.
22. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
23. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.02.2021 tarihinde oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.