3. Hukuk Dairesi 2017/6823 E. , 2017/16285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabülüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, maliki olduğu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi ... Caddesi ...de 9 ve 10 nolu bağımsız bölümleride davalı tarafın kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin sözlü ve belirsiz süreli olduğunu, kira sözleşmesinin akdedilmesinin üzerinden 10 yıldan fazla süre geçtiğini, 6098 sayılı T.B.K.nun 347. maddesinin 01/07/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olduğunu; on yılı geçen kira sözleşmelerinin kiraya veren tarafından herhangi bir sebep gösterilmeksizin ve bildirim yapılmak suretiyle feshedilebildiğini, kira sözleşmesinin fesih tarihinden üç ay önce kira sözleşmesinin fesih edileceğine dair ... 6. Noterliğinin 10.11.2014 tarihli ihtarın, 12.11.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtara rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediğini belirterek davalının kiralanan taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazların önceki maliki ile 27.07.1998 başlangıç tarihli ve 22 yıllık kira sözleşmesi yaptığını, bu sürenin 28.07.2020 tarihinde sona ereceğini, davacının imzalanan sözleşme ile bağlı olduğunu, ancak sözleşme süresinin bitmesinden 10 yıl sonra dava açılabileceğini, 10 yıllık süre dolsa bile ihtarın süresinde gönderilmediği ve davanın süresinde açılmadığı savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 347.maddesi hükmüne göre, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşemeye son verebilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinde 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
Olayımıza gelince; Davacı başlangıç tarihini belirtmediği, ancak süresiz olduğunu kabul ettiği sözlü kira sözleşmesine dayanarak TBK"nun.347.md.si gereğince sözleşmenin sona ermesi nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 27.07.1998 olduğunu belirtmiştir. Davacı sözleşmenin başlangıç tarihini ispat edemediğine göre, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin davalı tarafından kabul edilen 27.07.1998 tarihi olduğu ve sözleşmenin süresiz olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın TBK"nun md.347/2. maddesinde düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
TBK"nun md.347/2 maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir. Davacı tarafından davalıya gönderilen ... 6. Noterliğinin 10.11.2014 tarihli ihtarı 12.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiş dava ise 12.02.2015 tarihinde açılmıştır. Bu durumda TBK"nun 328. ve 329. maddeleri gereğince fesih bildiriminin altı aylık kira döneminin sonu için üç aylık fesih bildirim süresine uyularak yapılmadığı ve davanın süresinde açılmadığı anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.