8. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/3241 Karar No: 2019/6339 Karar Tarihi: 24.06.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/3241 Esas 2019/6339 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı vakıf yöneticilerinin görevden alınması istemiyle dava açmış ancak mahkeme davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Yargılama sonucu, mahkemenin tarafları usulüne uygun şekilde davet etmeden hüküm veremeyeceği, hukuki dinlenme hakkının taraflar için önemli olduğu ve savunma hakkının Anayasa ve HMK tarafından güvence altına alındığı belirtilmiştir. Tebligat yapılacak adresin bilinmesi gerektiği ve avukat üzerinden takip edilen işlerde tebligatın avukatın bürosunda yapılacağı belirtilmiştir. Davanın açılmamış sayılması kararı, davacının usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılmaması nedeniyle hatalı bulunmuştur. Kanun maddeleri olarak HMK'nin hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nin 27. maddesi, Tebligat Kanunu'nun 10. ve 11. maddeleri öne çıkmaktadır.
8. Hukuk Dairesi 2019/3241 E. , 2019/6339 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıf Yöneticilerinin Görevden Alınması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde davalı vakıf yöneticilerinin görevden alınmasına karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK"nin hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, tarafların usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa"nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası"nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davanın tarafları, dinlenmek, iddia ve savunmaları alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Aynı kanunun 11. maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır. Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve kısa açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, dava sürecinde çıkartılan tüm tebligatların vekil adına fakat davacı İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü"nün Rıhtım Caddesi, Karaköy, Beyoğlu/İstanbul"da bulunan adresine yapılmakla birlikte, 20.09.2018 tarihli duruşmaya dair davetiyenin davacı vekili Fatma Aliye Varol"un ikamet adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, aynı tarihli duruşmada dosyanın işlemden kaldırılmasına, bilahare davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşıldığına göre, mahkemece davacı yan usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilmeden takipsiz bırakıldığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.