21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/6521 Karar No: 2014/7302 Karar Tarihi: 08.04.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/6521 Esas 2014/7302 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2014/6521 E. , 2014/7302 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 31.07.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme verilen maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin önceki kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda, sair yönlere ilişkin temyiz itirazları reddolunarak, hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Yerel Mahkemenin maddi tazminatın reddine ve manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Ne var ki davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderinin tamamından davalının sorumlu tutulması isabetsiz olmuştur. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı HUMK’nun 417 ve HMK’nun 326. Maddeleridir. HUMK 417 ve HMK 326. Maddelerinde, davada tarafların kısmen haklı çıkmaları durumunda yargılama giderlerinin tarafların haklılıkları oranında bölüştürüleceği düzenlenmiştir. Her ne kadar HUMK 418 ve HMK 327. Maddelerinde gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebep olan tarafın lehine karar verilse bile yargılama giderinden sorumlu tutulacağı düzenlenmiş ise de, anılan düzenleme davanın bilerek ve isteyerek, diğer bir deyişle dürüstlük kuralına aykırı biçimde uzatılması ve masraf yapılması hali içindir. Somut olayda davalı tarafın yaptığı itirazlar mahkemece ciddi bulunarak araştırılması yoluna gidilmiş olup, savunma hakkı kapsamındaki bu itirazların mahkemeyi yanıltma amaçlı kötü niyetli davranış olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca da HMK’nun 326. Maddesi gereğince davanın kısmen reddi nedeniyle yargılama giderlerinden bir bölümünün davacı üzerinde bırakılması gerekirken, yazılı şekilde yargılama giderinin tamamından davalının sorumlu olduğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 8. Bendinin silinmesine, yerine; “8-Reddedilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan toplam 720,00-TL yargılama giderinden takdiren 240,00-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 08.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.