14. Hukuk Dairesi 2018/2716 E. , 2020/2932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili, davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların aralarında paylı bulunan taşınmazlarda paydaşlılığa son vermek istediklerini, davacıya verilen parselin davacının paylarını karşılamaya yetmediğini, bu nedenle davacının payının denkleştirilmesi için ayrıca sözleşme yapıldığını, 2167 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 715.00 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, kabul edilmediği takdirde dava tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, tapuda rızai taksimin bedel farkı gözetilmeksizin yapıldığını, davacının aldığı taşınmazın önü kapanmayacak deniz manzarasına sahip olduğunu, imar durumuna göre de en çok katın davacının arsasında yapılabileceğini öğrendiklerini, sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine "....Taraflar arasındaki inanç ilişkisi 27.05.2009 tarihli sözleşme ile ispatlandığından mahkemece, sözleşme değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacının dayandığı sözleşmenin 27.05.2009 tarihli rızai taksime ilişkin resmi akitten önce yapıldığı, davacının rızası ile resmi akit tablosundan daha önce düzenlenen yazılı belgedeki iradesinden vazgeçtiği ve bedel farkı gözetilmeksizin taksime rıza gösterdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının davasının kabulü ile; 2167 ada, 1 parsel sayılı, davalılar ... ve ... adına kayıtlı olan taşınmazın 715 m2"lik kısmının davalılar hisselerinden eşit oranda iptali ve ile davacı adına tesciline, karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili ve davalılar ..., ... vekili temyiz etmişlerdir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... vekili ve davalılar ..., ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Davalı ... vekili ve davalılar ..., ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda; mahkemece, hüküm sonucunda dava konusu 2167 ada, 1 parsel sayılı, davalılar ... ve ... adına kayıtlı olan taşınmazın 715 m2"lik kısmının davalılar hisselerinden eşit oranda iptali ve ile davacı adına tesciline, karar verilmiş ise de, hükümde davacı adına tesciline karar verilen ve davalılar adına kayıtlı iptaline karar verilen payların miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda iptal edilen ve tesciline karar verilen payların hüküm sonucunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... vekili ve davalılar ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı ... vekili ve davalılar ..., ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.