17. Hukuk Dairesi 2020/1157 E. , 2020/5152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine, dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl davada 17.01.2007 tarihinde davacıların murisi ... kullandığı ... plakalı sayılı minibüs ile ... kullandığı ... plakalı kamyonun çarpışarak kaza yapması sonucunda müvekkillerinin babaları ve eşi olan ... ve müvekkili ..."ın çocukları ... ve ... hayatlarını kaybettiğini, Müteveffaların ölümü nedeniyle davacıların desteklerinden yoksun kaldığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere karşı aracın ZMM Sigorta Şirketinden davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL ve davacı ... için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın kaza tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı ... Sigorta A.Ş."den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada ise aynı kazadan kaynaklı olarak Müteveffaların ölümü nedeniyle davacıların desteklerinden yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere kendi araçlarının trafik sigortası olmaması nedeniyle Güvence Hesabından davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL ve davacı ... için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı ... Hesabından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan desdekten yoksun kalma tazminatına dayalı olup aynı kazaya ilişkin olarak Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2014/2169 E sayılı dosyada davacılar tarafından Güvence Hesabına karşı da destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava açıldığı ve bu mahkemece 09.01.2015 tarih ve 2015/14 K sayılı karar ile dosyanın temyiz incelemesine konu Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2026 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın asıl dava (2014/2026) üzerinden devam ettiği anlaşılmıştır.
1086 Sayılı HUMK"nun 388. ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; 1086 Sayılı HUMK"nun 45. maddesi ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı davalar olup, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
Davacılar vekili olduğunu beyan eden Av. ... ve asıl davanın davalısı ... Sigorta AŞ vekili Av. ... hazır bulunduğu 16.12.2015 tarihli celsede, davacılar vekili karşı tarafla yapılan anlaşma gereği davadan feragat ettiğini, davalı ... Sigorta AŞ vekili de feragat nedeniyle
davanın rededilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiş, mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili 09.11.2016 tarihli temyiz dilekçesinde ... Sigorta AŞ ile yapılan anlaşma gereği zararın karşılandığını, ödemelerin yapıldığını, birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/2169 E sayılı dosyasında feragat iradelerinin olmadığı halde, mahkemece tüm alacaklardan feragat edildiği değerlendirilerek "davanın feragat nedeniyle reddine" şeklinde hüküm kurulmasının müvekkilin mağduriyetine yol açtığını belirterek hükmü temyiz etmiştir.
Dairemizin 23.10.2019 tarihli kararı ile asıl ve birleşen dosyada davacılar vekili olarak duruşma zabıtlarında ismi geçen ve 16.12.2015 tarihli celsede davadan feragat beyanında bulunan Av. Hüseyin Demir"e davacılar tarafından verilmiş vekaletnameye veya asıl dava vekilince verilmiş duruşmaları takip yetki belgesine rastlanmadığından davacılar tarafından verilmiş bir vekaletname veya davacı vekili Av. ... tarafından Av. ... adına verilmiş yetki belgesi var ise dosyaya konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş; Av. ... 26.02.2020 tarihli dilekçesi ile vekaletname sahibi avukatlar tarafından tarafına yetki belgesi verilmediği belirtilmiştir.
Mahkemece adı geçen vekil Av. ... davacılar vekaletnamesinde özel yetki kapsamında olan davadan feragat yetkisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmediği gibi, feragat yetkisini içeren vekaletname veya yetki belgesi de temin edilmemiştir. Nitekim Dairemiz geri çevirme kararı ile mahkemesinden gelen Av. ... ait dilekçede davayı davacılar adına takip yetki belgesinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili Av. ... temyizinde asıl dava yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu ancak birleşen dava yönünden feragat iradelerinin olmadığını belirttiğinden, bu durumda mahkemece vekilin özel yetki gerektiren bir işlemi, yetkisi olmadığı halde yaptığı, asilin bu işleme icazeti konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davalar yönünden davacı asillerin veya geçerli vekaletnamesi olan vekillerinin, her iki dava yönünden ayrı ayrı davadan feragat veya davayı takip iradeleri
belirlenmeden birleşen Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2169 E sayılı dosyası yönünden de tek bir hükümle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılara geri verilmesine 06.10.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.