2. Hukuk Dairesi 2020/1388 E. , 2020/2448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar büyükanne ve büyükbaba ile torunları arasında kişisel ilişki kurulması istemiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, idrak yaşındaki çocuğun tercihi ve dosyada mevcut sosyal inceleme raporları doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, boşanma sırasında çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesis edilmediği, davacıların Mersin’de, küçüğün babası olan oğullarının ise İstanbul’da ikamet ettiklerini beyan ettikleri, kişisel ilişki tesis edildiğinde çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve davacıların bu hakkı amacına aykırı şekilde kullanacaklarına ilişkin dosyada delil bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurularak davacılar ile torunları küçük ... arasında her ayın son cumartesi günü saat 09:00’dan pazar günü saat 17:00’a ve dini bayramların 2. günü sabah saat 09:00’dan akşam saat 17:00’a kadar, her yıl 1 Temmuz sabah saat 09:00’dan 7 Temmuz akşam saat 17:00"a kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı anne ile dava dışı baba Mersin 3. Aile Mahkemesi"nin 2013/334 esas, 2013/790 karar sayılı kararı ile boşanmışlar, dava konusu 09/05/2008 doğumlu ortak çocuk ...’nin velayeti anneye verilmiş, dava dışı babanın uyuşturucu bağımlısı olması sebebi ile çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince 11 yaşındaki küçük duruşmada dinlenilmiş, dedesi ve babaannesi ile görüşmek istemediğine yönelik beyanda bulunmuştur. Mahkemece davacıların yaşadığı Mersin’de düzenlenen sosyal inceleme raporunda, davacıların kişisel ilişki konusunda istekli oldukları ancak kişisel ilişki kurulduğu takdirde bu ilişkinin çocuğun ikametinin bulunduğu Malatya’da kurulmasının gerektiği belirtilmiş, çocuğun yaşadığı yer olan Malatya’da düzenlenen sosyal inceleme raporunda ise; çocuğun babaannesiyle ve dedesiyle görüşmek istemediği, yaşadığı korku ve kaygı nedeniyle yaşam kalitesinin düştüğü, kaçırılmaktan korktuğu için okula dahi gitmek istemediği, uyku düzeninin bozulduğu, akademik başarısının düştüğü, günlük yaşamsal rutinlerini aksatacak düzeyde korku ve kaygı yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda çocuğun ruh sağlığını korumak amacıyla çocuğun da beyanları neticesinde davacılarla kişisel ilişki kurmamasının uygun olacağı yönünde görüş beyan edildiği anlaşılmıştır.
Çocukla kişisel ilişki kurulmasında asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun üstün yararını belirlerken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesinin gerektiği unutulmamalıdır. Anne ve babanın yararı, tarafların boşanmadaki kusurları, ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Çocuğun üstün yararının anne ve baba karşısında etkilenmesi durumunda ise çocuğun yararını koruyacak ve menfaat çatışmasını engelleyecek düzenlemeler devreye girecektir. Çocuğun üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir. Dava konusu çocuk idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri; iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda çocuğa adli merci önünde kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerekliğini öngörmektedir. Somut olayda idrak yaşındaki çocuğun tercihinin, üstün yararına aykırı olduğuna dair dosyada bir delil bulunmamaktadır. O halde dosyada mevcut sosyal inceleme raporları ve idrak yaşındaki çocuğun tercihi gözetilerek davanın reddine karar verilecek yerde yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2020 (Pzt.)