10. Hukuk Dairesi 2016/6471 E. , 2016/9012 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti ve prime esas kazanç ücretinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Hizmet tespiti istemine yönelik olarak; davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Somut olayda davacının, 20.09.2003-24.09.2004 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitini istediği davada, dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesinde; davalı işveren tarafından tanzim edilen 24.09.2004 tarihli işe giriş bildiresi ile 25.02.2013 çıkış tarihine kadar Kuruma eksiksiz, tam gün üzerinden bildirimde bulunulduğu; hükme esas alınan bordro ve davacı tanıklarının bir kısmının davalı işverene karşı aynı vakıadan kaynaklı davalarının bulunduğu ve bu tanıkların davalarında da yine karşılıklı olarak davacı ve aynı tanıkların beyanlarının alındığı; diğer taraftan davacı tarafından, davalıya karşı açılan işçilik alacakları dosyasında yapılan yargılama sonunda ispat olunamadığından,
hizmet süresi hesabında kayıtlar esas alınarak davacının 24.09.2004 tarihinden itibaren davalı nezdinde çalışmaya başladığı kabul edilerek, verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakla; mahkemenin davanın hizmet süresinin tespitine ilişkin yaptığı değerlendirme ve inceleme hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
Mahkemece yukarıda değinilen bilgiler dahilinde, davacının gösterdiği delillerle yetinilmeyip, kendiliğinden araştırma yapılarak, davacının çalışmasının gerçekliği ile süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle davacı tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşen işçilik alacakları dosyasının, hizmet süresi tespiti yönünden güçlü bir delil niteliğinde olduğunun kabulü ile mevcut tanık beyanlarının hüküm kurmaya yeterli olmadıkları gözetilmek suretiyle, re"sen seçilecek davalıya karşı husumeti bulunmayan, tarafsız bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler diğer kişiler ilgili Kolluk ve Kurumdan sorulmak suretiyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile tespite konu dönemde davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri araştırılmalı; talep döneminde davalı Kurum tarafından davalı işyerinde inceleme yada denetim yapılıp yapılmadığı araştırılmalı; mahkemece tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki de giderilmeli; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 31.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.