Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin bilinçli taksire ve teşdiden ceza tayinine; katılan vekilinin ise ceza miktarına ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Meydana gelen olayda katılan ..."nın basit tıbbi müdehale ile giderilebilecek şekilde, katılan ..."un ise vücudunda 4. derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, katılanlardan ..."nın süresi içinde sanıktan şikayetçi olmadığı anlaşılmakla, TCK"nın 89/5. maddesi hükmüne göre, TCK"nın 89/1. maddesi kapsamındaki yaralanmanın şikayete tabii olduğu bilinçli taksirde dahi süresinde yapılmış bir şikayetin varlığının gerekli olduğu, katılan ..."nın süresi içinde sanıktan şikayetçi olmaması nedeniyle, sanığın yalnızca katılan ..."un yaralaması sebebiyle TCK"nın 89/1, 22/3, 89/2-b maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında yazılı şekilde TCK"nın 89/4. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi, 2-TCK"nın ""Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma"" başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise iki kişinin yaralanması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.