MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... Yönetimi, asliye hukuk mahkemesine verdiği 26.11.1970 havale tarihli ve harçlı dilekçesinde özetle; ... İlçesinde 13 nolu Orman Tahdit Komisyonu tarafından yapılan çalışmalarda orman sahalarının orman sınırları dışında bırakıldığı iddiasıyla bu yerlere ilişkin tahdidin iptali ile orman hudutlarının dilekçesinde ayrıntıları ile yazılı olarak belirtildiği şekilde tashihi ve bir kısım yerlerin ziraat arazisi olduğu için iç parsel olarak bırakılmasını talep ederek Hazine ve köy tüzel kişilikleri aleyhine dava açmıştır.
Mahkemece verilen kısmen kabule ilişkin ilk karar, Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince; “...husumetin hak sahibi gerçek kişilere yöneltilerek taraf oluşturulması”na değinilerek bozulmuştur.
Bu sırada, bölgede 1988 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında dava konusu yerler hakkında kadastro tutanağı düzenlenince dosya görevsizlikle kadastro mahkemesine gönderilmiş; çekişmeli ... Köyü, 1798 nolu taşınmaz yönünden dosya tefrik edilerek mahkeme esasına kaydedilmiştir.
... Kadastro Hakimliğince; Orman Yönetiminin 1798 nolu parsele ilişkin orman tahdidine itiraz davasının reddine, davalı parselin mevcut kayıt durumunun korunmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/03/2005 gün ve 2004/11555 E. - 2005/2393 K. sayılı bozma kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...dosyalar tefrik edildikten sonra Hazinenin davaya dahil edilmediği, bu nedenle öncelikle Hazineye tebliği yapılıp delillerinin toplanması, taşınmaz dayanağı vergi kaydının getirtilerek usulünce uygulanması ve ziraatçı bilirkişiden rapor alınarak taşınmazın gerçek hak sahibinin tespit edilmesi” gereğine değinilmiştir.
Bozma sonrası dava dosyası, mahkemenin 2005/5 Esasına kaydedilmiş, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından Kuyucak Kadastro Mahkemesinin kapatılması üzerine, ... Kadastro Mahkemesine ait 2005/5 Esas sayılı dava dosyası Nazilli Kadastro Mahkemesine devredilmiş; ... Kadastro Mahkemesinin 2005/5 Esas sayılı dava dosyası mahkemenin 2012/19 Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Hazine 26.07.2013 günlü dilekçesiyle; çekişmeli yerin ham toprak niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu ... Köyü 1798 nolu parselin tespit gibi davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Bölgede 16.12.1969 tarihinde ilâna çıkarılan ve eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dava konusu Kayran Köyü 1798 nolu taşınmaz, kadastro sırasında 1937 tarihli ve 1954 nolu vergi kaydı uygulanarak, 2468 m² yüzölçümüyle, tarla niteliğiyle ve zilyedinin ... olduğu belirtilerek malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, dava konusu 1798 nolu parselin evvelce dava dışı 1800 ve 1973 nolu parsellerle bir bütün halde ve bir hudut dahilinde 1937 tarihli ve 1954 tahrir nolu 75 Ar (7.500 M²) miktarındaki vergi kaydı ile ... adına kayıtlı bulunduğu, dayanak vergi kaydının mevki ve hudut itibari ile 1798, 1800, 1973 nolu parselleri bir bütün halde ve bir hudut dahilinde kapsadığı, bunlardan 1973 nolu parselin miktar fazlası olarak ayrıldığı, 1960’lı yıllarda tespit maliki ... tarafından vergi kaydı maliki ...’dan satın alındığı, 2000 yılına kadar ...’ın burayı harman yeri olarak kullandığı anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 20/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.