14. Hukuk Dairesi 2014/449 E. , 2014/2463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sarıoğlan Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2010/43-2013/254
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.08.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, .. ada.. parsel sayılı taşınmaz lehine, .. ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı istemiştir.
Davalı Hazine, kurulacak geçitin taşınmazın kullanım bütünlüğünü bozacağından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile .. ada ..parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulmasına karar verilmiş ancak, Dairemizin 04.02.2010 tarihli 2010/45-1010 sayılı ilamıyla yüklü taşınmazı ikiye bölecek ve ona ekonomik olarak zarar verecek şekilde geçit kurulamayacağı, kurulacak geçitin en çok 2,5-3 metre olması gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile ..parsel sayılı taşınmaz üzerinden 3 m. genişliğinde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Somut olayda; lehine geçit istenen .. ada.. parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece birinci alternatif olarak gösterilen “A” güzergahında üç metreden başlayıp sekiz metreye kadar kot farkı bulunduğundan ekonomik olmayacağı gerekçesiyle davalı taşınmazını ikiye böler şekilde yeniden geçit tesis edilmiş ise de kot farkı olduğu belirtilen bu güzergahtan iş makineleriyle makul süre çalışma ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağı bulunup bulunmadığı ayrıntılı şekilde açıklanmamıştır.
Bu durumda mahkemece, mahallinde teknik bilirkişi ve uygun ihtisas grubu ve meslek erbabı bir bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılarak bilirkişilere kot farkı olduğu belirtilen “A” güzergahından teknik araçlarla (greyder vb.) çalışma yapılmak suretiyle yola çıkış olanağının bulunup bulunmadığı hususu açıklattırılmalı, keşfi izlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler ve başkaca alternatifler araştırılmadan yüklü taşınmazı ikiye böler şekilde geçit hakkı kurularak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.