Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2510
Karar No: 2020/2922
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/2510 Esas 2020/2922 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/2510 E.  ,  2020/2922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 01/10/2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15/01/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747 maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
    Davacı, 141 ada 27 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu bu parselin yola çıkışının olmadığını ileri sürerek taşınmazı lehine 141 ada 24 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece bilirkişilerin krokisinde “B” harfi ile gösterilen güzergâhtan geçit hakkı tesis edilmesine dair verilen ilk kararın bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 25.10.2016 tarihli, 2015/125 Esas, 2016/8677 Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek 141 ada 27 parsel sayılı taşınmaz lehine, 141 ada 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporu ekindeki krokiye göre davacıya ait olan 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın bir köşesinin yola cephesinin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece bu alanın genel yola ulaşım amaçlı kullanılıp kullanılamayacağı araştırılmamıştır. Bu nedenle öncelikle bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılıp davacının kendisine ait bu taşınmazdan akdi irtifak kurulmak suretiyle yola çıkışının mümkün olup olmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu husus yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu 141 ada 27 parsel sayılı taşınmaz lehine bilirkişi raporu ve eki krokide “B” harfi ile gösterilen 141 ada 28 parsel sayılı taşınmazın 31.50 metrekarelik kısmı aleyhinde geçit tesisine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Somut olayda, davacının, genel yolla bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek kendisine ait 141 ada 27 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit tesisi talebinde bulunduğu, ne var ki dosya içerisindeki kroki ve yapılan keşif sonucu dosya içerisine alınmış bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere lehine geçit istenen 141 ada 27 parsele bitişik 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 14.03.2002 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda davacı adına tescil edildiği, lehine geçit istenen 141 ada 27 parsel sayılı taşınmazın, 14.03.2002 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda davacı ile kardeşleri Kemal ve Temel adlarına 1/3"er pay ile tescil edildiği, 17.10.2002 tarihli satış işlemi ile davacının taşınmazdaki kardeşlerine ait payları da satın alarak taşınmazda tek başına malik olduğu, lehine geçit istenen taşınmaza komşu 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın genel yola sınırının olmasına rağmen davacı tarafından yapılan bina sonucu genel yol ile bağlantısı olan sınırın kapatıldığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda belirtildiği üzere, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Hal böyle olunca, davacının kendi eylemi ile lehine geçit talep ettiği taşınmazına komşu ve yine kendisine ait 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın yola cephesini bina yapmak suretiyle kapattıktan sonra komşu taşınmazdan geçit hakkı tesisi istemesinin komşuluk hukuku ilkeleri ve bunun doğal sonucu olarak da fedekarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile bağdaştırmak olanaklı olmadığından mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi