20. Hukuk Dairesi 2013/11062 E. , 2014/3235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2011
NUMARASI : 2010/348-2011/54
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı H.. İ.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 20.07.2010 havale tarihli dilekçesiyle, davacı adına tapu siciline kayıtlı . Köyü 25277 ada 9, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların orman ve 2/B ile orman sınırı dışına çıkarılan yerlerle ilgisi olmadığı halde, 07.12.1995 gün 1085 yevmiye no ile “6831 sayılı Kanunun değişik 2. maddesine istinaden Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalmaktadır” şeklinde beyanlar hanesine haksız olarak şerh konulduğundan, bu şerhin silinmesini istemiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışına çıkartılan alanda kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; tapu kaydındaki 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yönündeki şerhin silinmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları vardır.
Dava konusu taşınmazlar, 30.03.1978 tarihinde yapılıp 02.06.1978 – 03.07.1978 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosunda 102 parsel sayısı 4658 m² yüzölçümü ile Mart 1951 tarih 139 cilt, 59 sayfa, 116 sıra nolu tapu ve 157 tahrir nolu vergi kaydı dayanak alınarak M.. Ş.. adına tesbit ve tescil edilmiş, daha sonra, satış ve imar uygulaması sonucunda 25277 ada 9, 10 ve 11 parsel sayılarında sırasıyla 579 m², 325 m² ve 325 m² yüzölçümleri ile davacı adına tapu siciline tescil edilmişlerdir.
26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”un 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceğinin; keza, özel kanunları gereğince Devlet tarafından
kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan, ancak, daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtlarının geçerli kabul edileceğinin; yine, aynı Kanunun “Tasarrufa geçme” başlıklı 3. maddesinin ikinci fıkrasında, 2/B alanlarında bulunan taşınmazların tapu kütüklerinde 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (B) bendine göre orman sınırları dışına çıkartıldığı yönünde yer alan belirtmelerin, ilgisine göre Orman Genel Müdürlüğünün veya Maliye Bakanlığının ya da idarenin talebi üzerine tapu idarelerince terkin edileceğinin öngörülmüş bulunmasına ve temyiz incelemesi sırasında dosyaya gönderilen 24.08.2012 tarihli yazı ile de, tapu kütüğündeki 2/B belirtmesinin 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmiş olduğu anlaşıldığına göre, bu terkinle dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi ve 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılan davalarda, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiğinden, hükümden sonra yürürlüğe giren kanunî düzenleme nedeniyle hüküm usûl ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/03/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.