14. Hukuk Dairesi 2016/14892 E. , 2020/2921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra davalılardan ... vekilinin 23.02.2015 tarihli talebinin kabulüne dair verilen 27.02.2015 tarihli ek kararın, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 2937 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, davaya bir diyeceklerinin olmadığını belirtmiş, davalılardan ... ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın haciz ile yükümlü olmaksızın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine dair verilen ilk kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin, 09.05.2013 tarihli, 2013/4662 Esas - 2013/7052 Karar sayılı bozma ilamı ile özetle “Taşınmazın hacizle yükümlü olmaksızın satışına karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazdaki ortaklığın, taşınmazın hacizle yükümlü olarak satışı suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Anılan kararın ise taraflarca temyiz edilmediğinden 09.04.2014 tarihinde kesinleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen kabul kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra davalılardan ... vekilinin, 23.02.2015 tarihli dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın hacizle yükümlü olarak satılmasının ileride telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağı, bu nedenle satışın sadece haciz borçlusunun payı ile sınırlı olmak kaydıyla haciz ile yükümlü olarak yapılması doğrultusunda karar verilmesini talep etmesi üzerine mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27.02.2015 tarihli, 2013/647 Esas - 2013/1009 Karar sayılı Ek Karar ile talebin kabulü ile, satışın ...’ın payı ile sınırlı olmak üzere hacizle yükümlü olarak satışının yapılmasına karar verilmiştir. Anılan ek karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmedir ki 6100 sayılı HMK"nın 304. maddesi gereğince sadece hükümdeki yazı ve hesap hataları mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. HMK"nın 305. maddesinde de hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bir başka anlatımla hükmü değiştirici nitelikte, taraflara tanınan hakları ve yüklenen borçlar değiştirir mahiyette hüküm genişletilemez ve sınırlanamaz (HMK m. 305/2).
Yukarıda açıklanan nedenlerle tashih ve tavzihin yasal koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin HMK 304 vd. maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulup kesinleştikten sonra hüküm sonucu değiştirilerek taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçları da etkileyecek şekilde davalılardan ... vekilinin, 23.02.2015 tarihli dilekçesine istinaden 27.02.2015 tarihli, 2013/647 Esas - 2013/1009 Karar sayılı Ek Karar ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, ek kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 27.02.2015 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.