Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5096
Karar No: 2012/6950
Karar Tarihi: 10.07.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/5096 Esas 2012/6950 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İçerisinde mal rejimi sona eren bir çift arasındaki katılma alacağı davasının görüldüğü bu mahkeme kararında, taraflar arasında mal ayrılığı rejimi uygulandığı, ancak boşanmadan önce edinilen malların tasfiyesi için yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı talep ettiği taşınmazların değeri dikkate alınarak kısmen kabul edilmiş, aynı zamanda davalının borcu da göz önünde bulundurularak katılma alacağı miktarı tespit edilmiş ve hüküm altına alınmıştır. Ancak harcın taleple bağlılığı ilkesi göz ardı edilerek, talepte bulunulan miktar üzerinden karar verilmiştir. Bu nedenle, Yargıtay tarafından kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, HUMK'nun 74. ve 76. maddeleri ile HMK'nun 26. ve 33. maddeleri kararda detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
8. Hukuk Dairesi         2012/5096 E.  ,  2012/6950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

    ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 20.12.2011 gün ve 568/812 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.07.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşma başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına tapuya tescil edilen dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları yazılı bulunan taşınmazlar üzerinde davacının katılma alacağı olduğunu, eşlerin arasındaki mal rejiminin sona ermesi sebebiyle yasal mal rejimi gereği paylaştırılmaları gerektiğini açıklayarak taşınmazların hisseli olarak olmazsa satılarak taksim edilmesini, satılan taşınmaz bulunduğu takdirde bugünkü bedeli üzerinden davacının payının tazminat olarak davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesinde gösterilen 10.000 TL üzerinden harcı ikmal etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazların şirketin parası ve alınan borçlarla ödendiğini, ticari amaçla alındığını, edinilmiş mal olmadıklarını, amacın yıkık ve tamire muhtaç halde alınan taşınmazların tadilat yapılarak satmak olduğunu, tadilata yönelik belediye yazısı da bulunduğunu, tarafların 2002 yılından itibaren ayrı yaşadıklarını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 9.6.2008 tarih 2007/10208 Esas 2008/8190 Karar sayılı ilamı ile; "davacının dava dilekçesi ve 12.4.2006 tarihli dilekçesindeki açıklamalarına göre isteğinin yasal mal rejiminden doğan katılma alacağının ayın veya para olarak ödetilmesine ilişkin olduğu, taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuş", mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kısmen kabulü ile 203.563 TL katılma alacağının kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, kabul edilen kısma yönelik olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 4.2.1994 tarihinde evlenmiş, 15.12.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 12.1.2006 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
    Dava konusu 248 ada 28 parseldeki 13 numaralı mesken 7.7.2003, 324 ada 19 parseldeki 8 numaralı konut 1.4.2002, 410 ada 13 parseldeki 2 numaralı bağımsız bölüm 17.10.2002 ve 381 ada 1 parseldeki 7 numaralı bölüm ise 2.5.2003 tarihinde taraflar arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmişlerdir. Bunlardan 410 ada 13 parseldeki 2 numaralı mesken 18.2.2003 tarihinde dava dışı gerçek kişiye satılarak tapuda devredilmiştir. Yargıtay bozma ilamında da açıklandığı üzere davacının talebi ve taşınmazların edinme tarihleri de gözetildiğinde dava, yasal mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağına ilişkindir.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davanın niteliği itibarıyla usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporları dikkate alındığına, toplanan deliller ve alınan beyanlar karşısında davalının gerek şirket adına alındığı gerek alınan taşınmazlarda tamir ve tadilat yapıldığına ilişkin savunmasını ispat edemediği, dava konusu 410 ada 13 parseldeki 2 numaralı meskenin satılarak diğer dava konusu 381 ada 1 parseldeki 7 numaralı meskenin alınması karşısında her iki taşınmazın da tasfiyeye girme imkanı olmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HUMK)’nun 74. maddesi gereğince hakim taleple bağlı olup; aynı Kanunun 76.maddesi gereğince bir davada dava nedenini yani dayanılan olayları bildirmek taraflara, bunların hukuki nitelemesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak ise Hakime aittir (HUMK.76).
    Benzer düzenleme, meri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda: “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26.maddesinde: “ (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
    (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”
    “Hukukun Uygulanması” başlıklı 33.maddesinde: “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” şeklindeki hükümler de yer almaktadır.
    Davacı dava dilekçesinde, harca esas değeri 10.000 TL. göstererek harcı da bu miktar üzerinden yatırmıştır. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazların tamamının yasal mal rejimi gereği paylaştırılmasını istemiş ise de, mahallinde yapılan keşifler sonunda belirlenen değerler ve 20.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda tasfiyeye girmesi gereken üç taşınmazın toplam değeri 425.000 TL ve davacının talepte bulunabileceği katılma alacağı miktarı 212.500 TL, davalının şirketten aldığı 17.874 TL"nin borç olarak kabul edilmesi halinde ise 203.563 TL olarak tespit edilmesine rağmen davacı tarafından dava dilekçesindeki değer artırılmadığı, ıslah talebinde bulunulmadığı gibi bu değerlere göre herhangi bir harç da yatırılmamıştır. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirlenen katılma alacağı miktarından davalının şirketten aldığı miktar borç kabul edilerek 203.563 TL katılma alacağının kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece, az yukarıda açıklanan yasanın amir hükümleri dikkate alınmadan, taleple bağlılık ilkesi göz ardı edilerek davacının harcı yatırılan isteğinin 10.000 TL olması sebebiyle bu miktar üzerinden kabule karar verilmesi ve davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması gerekirken yazılı şekilde talepten fazlasına karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Kabule göre de; katılma alacağı davalarında faize karar tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi gerekirken kararın kesinleştiği tarihten itibaren hükmedilmesi de doğru değil ise de temyiz edenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince bu yönden bozma sevk edilmemiştir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve istek halinde 3100,00 TL peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine 10.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi