22. Hukuk Dairesi 2016/9249 E. , 2016/17488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, davalıya herhangi bir borcu bulunmadığından icra takibinin iptaline, davalının tuttuğu sendika parasının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının, müvekkili sendikanın 31 Temmuz-01 Ağustos 2010 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda sendika genel başkanlığına seçildiğini ve bu görevinin 22-23 Eylül 2012 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda sona erdiğini, davalının görev yaptığı süre içerisinde sendikanın tüm gelir ve giderlerini bizzat idare etme yetkisini kendi üzerinde topladığını, davalının bu yetkileri kötüye kullanarak sendikanın parası ile özel borçlarını ödediğini, sonra da bunları sendika muhasebesinde kapatmak için sendikal gider sayılamayacak geçersiz belgeler sunduğunu, bu sebeple sendika merkez yönetim kurulunun davalı haricindeki diğer sekiz üyesinin olağanüstü genel kurul kararı aldığını, bu genel kurulda, davalı, usulsüz ve sendikaya zarar veren işlemlerinden dolayı genel kurulda delegeler tarafından görevinden düşürüldüğünü, davalı dışındaki sekiz MYK üyesinin oy birliği ile karar alarak davalının işlemleri hakkında serbest mali müşavirlerden rapor aldırıldığını, bu rapora göre davalının zimmetinde 487.166,00 TL göründüğünü, bunun üzerine davalıya ihtarname keşide edilerek zimmetinde tuttuğu bedeli sendikaya iade etmesinin istenildiğini, ihtara rağmen bugüne kadar zimmetindeki bedeli sendikaya ödemeyen davalının ...... İcra Müdürlüğünün 2012/14795 sayılı dosyasında zimmetinde bulundurduğu miktar içerisinde yer alan ve zaten kanun dışı yolla tahsil etmiş olduğu alacağını mükerrer takibe koyduğunu, ileri sürerek müvekkili sendikanın davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespiti ile ... .. İcra Müdürlüğünün 2012/14795 esas sayılı dosyası ile yapılan takibin iptaline, davalının zimmetinde tuttuğu sendika parasından şimdilik 100.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iddiaların tümünün asılsız olduğunu, iddianın ispatının gerektiğini ve müvekkiline ait tüm harcama belgelerinin sunulması gerektiğini, sunulan mali müşavir raporunun yanlı olarak ve herhangi bir belgeye dayanmadan hazırlandığını, raporu kabul etmediklerini, gerek sendikalar kanunu gerekse tüzük gereğince seçilmiş denetleme kurulunun göreve çağrılarak denetim yapılması gerektiğini, yıllar önce kesinleşen icra dosyasının bu dava ile bir ilgisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacı sendikanın 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait kanuni defterlerinde hiçbir kaydın bulunmadığı, alacağın dayanağı yapılan SMMM raporunun da dayanağı belgelerin bulunmadığı gibi kanuni defter ve belgeler üzerinde yapılmış bir incelemenin ürünü olmadığı, ilgili dönemde, merkez yönetim kurulunun ve bu kurulun bir üyesi olan genel mali sekreterin gerek tüzük gerekse ilgili mevzuat hükümleri ile taraflarına yüklenen görevleri ifa etmedikleri, sendikanın denetim kurulunun mali hususlardaki denetim görevini de yerine getirmemiş olduğu ve bu sebeple de sendikanın mali verilerinin denetime elverişli olmadığı, gelir ve giderlerin de kanuni defterlere işlenmediği ve alacağın varlığının somut olarak tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Anayasamızın 51. maddesi ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 3/f maddesi de aynı doğrultudadır.
Maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 44. maddesinde, sendikaların, gelirlerini, bu Kanunda ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetler dışında kullanamayacağı ve bağışlayamayacağı hususu belirtilmiştir.
Yine aynı Kanun"un 45. maddesine göre de, konfederasyonlar ile sendikaların ve şubelerinin yönetim kurulu üyeleri ile başkanlarına verilecek ücretler, her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar genel kurul tarafından tespit olunur.
Dosya içeriğinden davalının, 01.08.2010 ilâ 23.09.2012 tarihleri arasında davacı sendikanın genel başkanı olarak görev yaptığı, merkez yönetim kurulunun 04.09.2012 tarihli kararı ile sendika hesaplarının denetlenmesi için serbest muhasebeci ve mali müşavirlerden oluşan bir heyet görevlendirildiği, anılan heyet tarafından düzenlenen raporda, davalının denetim sonucu sendikaya olan borcunun 237.620,29 TL olarak tespit edildiği, ayrıca Hak İş Konfederasyonundan davacı sendikaya toplamda 1.051.364,00 TL ödenmesine karşın 564.198,00 TL"nin kayıt altına alındığı, aradaki fark olan 487.166,00 TL"ye ise muhasebe kayıtlarında rastlanmadığının saptandığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, sendikanın 18-19 Ocak 2014 tarihlerinde icra edilen olağan genel kurulunda da, davalının ibra edilmemesine karar verildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi asıl ve ek raporunda da özetle, sendika resmi defterlerine kayıt yapılmadığı, gelir ve gider belgelerinin defterlere işlenmediği, alacağın dayanağı yapılan SMMM raporunda da dayanak belge bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu edilen alacağın somut olarak tespit edilemediği belirtilmiştir. Bununla birlikte yine aynı raporda, somut olayın yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesinin, talep konusu dönemde sendikanın tüm tahsilatlarının ve harcama belgelerinin tek tek incelenmesi, hem harcamaların sendikanın faaliyetlerine uygun olup olmadığı, kim tarafından yapıldığı, bankadan yatan paraların kim tarafından yatırıldığı, çekilen tutarların kimler tarafında çekildiği, gelirlerinin neler olduğu vs. hususlarının incelenmesi ve bu suretle hem belirtilen tutarın doğruluğunun hem de tahsilatların kimler tarafından yapıldığının kesin olarak belirlenebileceği ve bu şekilde ancak davalının ve diğer yönetim kurulu üyelerinin uhdesinde kalan bir tutar bulunup bulunmadığının tespit edilebileceği, ancak bunun da uzun bir süre alacağının belirtildiği görülmüştür.
Bu açıklamalar karşısında, mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Yapılacak iş, üç kişilik uzman Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak bir bilirkişi kuruluna yeterli süre ve ücret takdir edilerek, öncelikle davanın dayanağı yapılan muhasebeciler raporunun değerlendirilmesi, davalının görev süresi döneminde sendikanın gelirlerinin ve davalı tarafından tahsil edilen ve uhdesine alınan tutarların belirlenmesi, dosyaya sunulan harcama belgelerinin bu kapsamda değerlendirilerek hangilerinin şahsi harcama, hangilerinin sendikal faaliyetler için yapılan harcama niteliğinde olduğunun saptanması, sendikanın ulaşılabilen tüm kayıtlarının titizlikle incelenmesi ve bu suretle davalının zimmetinde kalan bir miktar var ise duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret iken, eksik inceleme ile verilen karar isabetsizdir.
3-Menfi tespit davası yönünden ise, icra dosyası suretinden, itiraz üzerine takibin durduğu ve daha sonra itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmakta ise de, anılan davada verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından tespit edilememektedir. Bu itibarla, mahkemece bu hususun da araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.