Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/342 Esas 2020/5147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/342
Karar No: 2020/5147
Karar Tarihi: 06.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/342 Esas 2020/5147 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, müvekkillerinin hayat sigortası kapsamında kullandıkları kredi borcunun sigorta tarafından ödenmemesi nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak mahkeme, söz konusu kredi borcunun ödenmiş olması nedeniyle davacıların taleplerini reddetmiştir. Daha sonra yapılan temyiz incelemesi sonucunda ise, kredi borcunun ödendiğine dair banka tarafından verilen cevabi yazının doğru olup olmadığına dair bir araştırma yapılmadan karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddeleri uygulanmıştır.
17. Hukuk Dairesi         2020/342 E.  ,  2020/5147 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan ... , ... Bankası ... Şubesi"nden kullandığı 60 ay vadeli 40.000,00 TL bedelli kredi karşılığında kendisine hayat sigortası yapıldığını, ..."ın 11/07/2014 tarihinde vefat ettiğini, vefat ettiği tarihte 60 ay üzerinden çektiği kredinin 11 ayını ödemiş olduğunu,vefat sonrasında kalan taksitlerin müvekkilleri tarafından ödenmeye devam edildiğini, müvekkillerinin kalan kredi borcunun sigorta tarafından ödenmesi için başvuruda bulunduklarını ancak sigorta şirketinin "murisin poliçe düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığını gizlemiş olduğu" gerekçesiyle ödeme yapmadığını, müvekkillerinin murisi ..."ın kredi çekerken yapılmış olan hayat sigortası sırasında vefatına neden olan hastalığını bilmesine imkan olmadığını, müvekkillerinin murisinin durumunu saklasa bile bu araştırmayı yapmayan sigorta şirketinin haksız olduğunu, sigortacılar tarafından doldurulan beyan formunda murise rahatsızlığına ilişkin açık bir sorunun olmadığını, müvekkillerinin 3. kişi yani poliçenin lehtarı konumunda olduklarını, murislerinin veya sigorta şirketinin kusur veya
    hatasından kaynaklanan durumların kendilerine yansıtılamayacağını belirterek, müvekkillerinin murisi ..."ın vefat tarihi olan11/07/2014 tarihinde kalan borcu olan 44.411,64 TL"nin vefat tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece iddia savunma toplanan delliller ve yapılan yargılama sonucuna göre davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Somut olayda, sigorta poliçesinin dava dışı banka tarafından açılan krediye teminat olarak düzenlendiği, dava dışı ... Bankasının poliçede dain mürtehin sıfatı ile yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı öncelikle bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacıların bunu istemesi mümkündür. Kredi borcunun poliçe teminatından daha düşük miktarda olduğu durumda kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına da ihtiyaç bulunmamaktadır.
    Yargılama sırasında dava dışı bankadan davaya muvafakat edip etmediği sorulmuş, bankaca verilen cevabi yazıda davaya muvafakat etmediği, sigorta bedelinin takibe intikal etmiş borca mahsubunun gerektiği bildirilmiştir. Dain mürtehin sıfatına haiz bankanın davaya muvafakat etmemesi üzerine mahkemece davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine temyiz incelemesi aşamasında dava dışı banka, kredi borcunun davacı mirasçılar tarafından kapatıldığını borç kalmadığını bildirmiştir.
    Dain Mürtehinin davaya muvafakati ya da kredi borcunun ödenmesine ilişkin hususun, sonradan tamamlanabilir dava şartı olduğu gözetildiğinde bankanın krediye ilişkin borcun ödeme ile son bulduğuna ilişkin yazı cevabı karşısında bankanın davaya muvafakatına gerek kalmayıp davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunduğunun gözetilerek işin esasına girilerek karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 06.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.