8. Hukuk Dairesi 2012/5055 E. , 2012/6941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.12.2010 gün ve 375/637 sayılı hükmün Dairenin 19.01.2012 gün ve 3514/140 sayılı ilamiyle hükmün oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya inceledi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde; 114 ada 8 ve 187 ada 1 parseller arasında kalan ve kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılan yerin esasen yol olmadığını ada ve parsel numarası yazılı taşınmazlarla birlikte kullanıldığını açıklayarak vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ile davalı köy temsilcisi dava konusu yerin genel köy yolu olduğunu, köylünün istifadesinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda gösterilen 288.81 m2 yerin davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine vekili ile köy temsilcisi tarafından temyiz edilmiş, Dairece; yasal hasım durumunda bulunan davalılara yargılama gideri harç ve vekalet ücreti yükletilemeyeceği, davalı köy temsilcisinin son oturumda sunduğu Çankırı Sulh Hukuk Mahkemesine ait 2003/407-595 Esas ve Karar sayılı ilamın dava konusu yer bakımından değerlendirilmesi gerektiği ve eksik incelemeyle karar verilemeyeceğine işaret edilerek oyçokluğuyla yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi üzerine, davacı vekili süresi içerisinde kararın düzeltilmesini istemiştir.
Dava; TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Dava konusu yer 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında gösterilmek suretiyle tespit dışı bırakılmış, dava makul sayılan süre içerisinde açılmıştır. Taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün esasen yol olmadığını, davacıya ait ve onun zilyetliğinde bulunduğunu, dere üzerinde köprü inşaatının yapılması nedeniyle geçici olarak kullanılmak üzere köprüyü yapan şirket tarafından açıldığını, kadim yol niteliğinde bulunmadığını 3-4 yıl önce sel nedeniyle köprünün yıkılması sonucu köy halkının bu yolu kullandıklarını, köprünün öbür ayağından sonra başlayan kadim yolun kullanıldığını, köylülerin arazi sahibi ...’ın izni dahilinde buradan geçtiklerini, taşınmazın Hazine ve köy tüzel kişiliğiyle bir ilgisinin bulunmadığını açıklamışlardır. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, alınan raporlar, arazinin kroki üzerindeki durumu göz önünde bulundurulduğunda, tescili istenen taşınmaz bölümünün davacıya ait olduğu, onun zilyet ve tasarrufunda bulunduğu konusunda bir duraksama söz konusu değildir. Hükmün esası bakımından herhangi bir eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Davalı Hazine ve köy tüzel kişiliği vekillerinin açıklanan nedenlerle esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Yerel mahkemenin esasa yönelik kabul kararında bir isabetsizlik söz konusu değildir.
Köy tüzel kişiliği vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava TMK.nun 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davası olup, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi durumunda bulunan davalı köy tüzel kişiliği aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca kanuni hasım durumunda bulunduklarından her türlü yargılama giderleriyle sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilir. Davanın, davacı yararına olumlu veya olumsuz sonuçlanmış olup olmaması açıklanan ilkeye ve sapma göstermeyen uygulamaya etkili bulunmamaktadır. Bu nedenle eksik harcın, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı köy tüzel kişiliğine yükletilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Her ne kadar mahkemece hüküm fıkrasında, “...tapu kaydının iptaline...” ibaresi kullanılmış ise de, bu maddi hata niteliğinde olup HUMK.nun 459.maddesi gereğince mahkemesince her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan sonuca etkili olmayıp aynı hüküm fıkrasında; “...A harfiyle gösterilen...” yerin davacı adına tesciline denilmiştir.
Ne var ki, bu hususlar HUMK.nun 438/7. (HMK.m.370/2) maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının "2 nolu bendinde, yer alan 225,40 TL eksik harç, 3 nolu bendinde davacı yararına taktir edilen 1100 TL vekalet ücreti ile 4 nolu bendinde, bulunan 577,50 TL yargılama giderine ilişkin" ibarelerin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, bunun yerine "225,40 TL eksik harcın davacı tarafından tahsiline, Hazineye gelir yazılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve 577,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" tümcelerinin yazılmasına, yerel mahkeme hükmünün bu şekilde düzeltilmesine, HUMK.nun 438/7. (HMK.nun m.370/2) maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu haliyle onanmasının gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 19.01.2012 tarih 2011/3514-140 Esas ve Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, usul ve yasaya uygun yerel mahkeme hükmünün yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmiş haliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 43,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 413,48 TL"nin karar düzeltme talebinde bulunan davacıdan alınmasına 09.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.