17. Hukuk Dairesi 2019/1860 E. , 2020/5146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın kabulüne dair verilen hükmün, davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacıların murisi ... 06/09/2013 tarihinde vefat ettiğini, vefatından önce ... Bankasından iki adet tüketici kredisi kullandığını, bu kredi sebebiyle davalı sigorta şirketi tarafından ... Bankası aracılığı ile iki ayrı hayat sigortası yapıldığını, sigortalının ölümü sebebiyle davacıların banka aracılığı ile sigorta şirketine başvurduğunu, murisin yaptığı ikinci poliçe bedelinin ödendiğini, ancak ...-8 numaralı ilk sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın sigorta poliçesinin primlerinin yatırılmadığı gerekçesi ile ödenmediğini, davalının tutumunun hukuka aykırı olduğunu, poliçenin 4 yıllık düzenlendiğini, masrafın da muristen alındığını, bakiye primlerin banka hesabından otomatik tahsil edileceğini, nitekim ikinci poliçede böyle bir sorun yaşanmadığını, hesaptan otomatik tahsilat yapıldığını, banka
şubesinin de kusurlu davrandığını, sigortalıya gerekli açıklamanın yapılmadığını, ölüm kaydının hesaplara geç intikal etmesi sebebiyle aksayan iki taksit için ayrıca faiz talebinde bulunulduğunu, sigorta şirketinin red cevabı üzerine Tüketici kredisinin ödenerek kapatıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 13.115,00 TL tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili daini mürtehin sıfatını taşıyan ... Bankası A.Ş. tarafından dava açılması gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, muris için düzenlenen ikinci poliçeden kaynaklanan ölüm teminatının ödendiğini, ancak .../... numaralı poliçenin prim ödemelerinin zamanında yapılmadığını, ilk yıl prim taksidinin ödendiğini, ikinci yıl taksidinin ödenmemesi üzerine sigortalıya tenzil uyarısı içeren taahhütlü mektup gönderildiğini, sigortalının bir aylık süre içinde ödeme yapmaması sebebiyle poliçenin tenzil hükümlerine tabi tutulduğunu, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, 13.115,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/12/2016 tarih ve 2014/499 E. 2016/1298 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, hayat sigorta poliçesine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisi ... Bankasından Tüketici Kredisi kullanmış ve davalı ile 4 yıl süreli hayat sigorta poliçesi imzalamıştır. Poliçe gereği ödenmesi gereken primlerin Yıllık 191,88 TL olarak kararlaştırılmış ve ilk prim ödemesinin davacılar murisine ait mevduat hesabından banka tarafından tahsis edilen 19.000,00 TL kredi miktarından mahsup edilerek tahsil edildiği, dosya kapsamındaki davacılar murisine ait banka hesap özetlerinden anlaşılmıştır.
Davalı sigortacı, ikinci yıl prim taksidinin ödenmediği gerekçesiyle, 26.04.2013 tarihinde sigortalının poliçede yazılı olan Oto sanayi sitesi Çevre yolu karşısı .../... adresine, TTK"nın 1502. maddesi gereğince prim borcunun 1 ay içinde ödenmemesi halinde poliçenin prim ödemeden muaf poliçeye dönüşeceğini ve ölüm teminatının
kalkacağını bildirerek ... aracılığı ile iadeli taahütlü ihtar göndermiştir. Ancak sigortalı muris ... adresinin yetersiz olması nedeniyle gönderilen ihtar mektubu iade edilmiş ve sigortalının ihtardan haberi olmamıştır. Sigorta şirketi 1 ay sonunda poliçeyi TTK 1502. maddesi uyraınca "prim ödenmesinden muaf sigorta (tenzil) hükümlerine tabi tutmuş, 705,12 TL tenzil kapitali hesap etmiş, murisin ölümü ile sigorta şirketine vefat teminatının ödenmesi için başvuran davacı mrascıların talebini sigorta priminin ödenmediği gerekçesiyle red etmiştir.Yargılma sırasında hesap ettiği 705,12 TL tenzil kapitalinin davacılara ödeneceğini belirtmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davalının sigorta ilişkisinin sonlandırmaya ilişkin yükümlülüğünü usulüne uygun yapmadığı, sigortalının adresinin araştırılmadan ve o tarihte sigortalı murisin banka hesap bakiyesinin yeterli olduğu ve bankaca prim taksidinin sigortaya aktarılması gerektiği halde bunun yapılmayarak sigorta poliçesinin ödemeden muaf hale getirilmesinin uygun olmadığı bu nedenle davacıların bankaya ödemek zorunda kaldıkları 13.115,00 TL bedelin vefat tazminatı olarak sigorta şirketinden almaya haklarının olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında, dava dışı bankanın, kredi borçlusunun kredili mevduat hesabını kullanıp onu borçlandırarak veya otomatik ödeme talimatı ile primi tahsil etmemesini gerekçe göstererek bu durumdan davalıyı sorumlu tutmasının hukuki olmadığını Diğer bir ifade ile kredi borçlusu ile dava dışı banka arasındaki bankacılık işlemlerinin sonuçları, taraf olmaya sigorta şirketini bağlamayacağını, dosyadaki TKSG formunda, muris tarafından dava dışı bankaya ödeme talimatı verilmediğini, buna ilişkin kısmın boş olduğunu Dava dışı bankanın böyle bir talimat almadan resen sigorta poliçesi prim bedeli ödemesinin mümkün olmadığını bu durumda davalının sorumlu tutulması ve zararın davalıdan tahsiline yönelik kararın yerinde olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararını kaldırarak davanın reddine karar vermiştir. Ancak varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmamıştır.
Davacılar vekili murisin ilk prim taksidi ödemesinin bankaca hesaptan kesinti yapılması sureti ile ödendiğini, murisin bu krediden sonra 2. bir Tüketici Kredisi kullandığını ve hayat sigortası poliçesi yapıldığını, bu halde dahi işlem sırasında ilk krediye ait 2. prim taksidinin
ödenmediği konusunda kendisine bilgilendirme yapılmadığını, 2. poliçenin primlerinin de hesabından kesildiğini, murisin vefatı üzerine sigorta şirketince dava dışı hayat sigortası poliçesine istinaden bankaya davalı tarafından borcun ödendiğini, murisin kredi hesabından otomatik olarak prim tahsilatının yapılacağını bildiğini,bu konuda müvekillerinin murisine yüklenebicek bir kusur bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili de cevap dilekçesinde sigortalı muris ..."in ... bankasından iki ayrı kredi kullandığını 26.06.2013 başlangıç tarihli 1 yıl süreli hayat sigorta poliçesine konu ölüm teminatının müvekkili şirket tarafından ödendiğini bu poliçeye ilşkin çekişmenin söz knusu olmadığını, ancak dava konusu 15.03.2013 tarihli 4 yıl süreli hayat sigortası poliçesinin prim taksidinin ödenmemesi sebebi ile TTK."nın 1502. maddesi uyarınca "prim ödenmesinden muaf sigorta (tenzil) hükümlerine tabi tuttuğunu, 705,12 TL tenzil kapitali hesap ettiğini davacılara ödeneceğini savunmuştur. Mahkemece kredi çekilen ... Bankası ile yapılan yazışmada dava konusu olmayan 2. poliçeye ilişkin kredi bakiyesinin davalı sigorta şirketince ödendiği ancak dava konusu poliçeye ilişkin ise prim taksidi ödenmediği, primin yatırılması gerektiğine ilişkin davacılar murisine tebligat yapıldığı ancak yine de primin ödenmediği bu nedenle teminatın sigorta kapsamı dışında kaldığını ve bakiye kredi borcu 13.115,63TL nin murisin varisleri tarafından ödendiğini bildirmiştir.Ne var ki yazı ekinde davacılar murisine poliçe prim taksidinin ödenmesi konusunda bankaca tebligat yapıldığına dair belgeye rastlanmamıştır.
Davalı sigortanın murise ödeme ihtarını 26.04.2013 tarihinde tanzim ederek gönderdiği, poliçeye ait 2. yıl prim taksit gününün 15.03.2013 Cuma günü olduğu, bu tarihi takip eden 19.03.2013 Salı gününden itibaren 20.04.2013 tarihine kadar hesabın, prim taksidi 191,83 TL"yi ödemeye müsait olduğu, davaya konu poliçenin TKSG formunun ödeme talimatı kısmının boş olduğu ancak "Aksini bildirmediğim sürece, prim tahsilatının kredi kartımdan/cari hesabımdan yapılmasını kabul ediyorum" şeklinde şerh olduğu, poliçenin davacılar murisi tarafından imzalandığı, bankaca ilk prim taksidinin, tahsis edilen 19.000,00 TL krediden düşüldüğü, kredi veren kuruluş banka ile sigorta poliçesini yapan davalı şirketin aynı sermaye grubuna dahil şirketler olduğu düşünüldüğünde, banka tarafından bu yolla sigortalıya prim taksitlerinin ödenmesi konusunda güven telkin edildiği, bu şekilde kalan primlerin tahsili yoluna gidilmemesinin Medeni Kanununun 2. maddesinde tanımlanan dürüstlük kuralına aykırı olduğu
gözetilmeden, Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davalının bu konudaki istinaf sebebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre;
Sigortacının 2. yıl prim takdisinin ödenmesine yönelik ihtarın sigortalıya gönderildiği tarihte yürürlükteki 6102 sayılı TTK"nın 1434/3. maddesine göre "prim taksitlerinin vadesinde ödenmemesi halinde sigortacı sigorta ettirene noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla 10 günlük süre vererek borcunu yerine getirmesini aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar eder..."yine Hayat Sigortası Genel Şartları C.1.5 maddesinde de "Bir yıldan uzun süreli hayat sigortalarında sigorta ücretinin veya taksitlere bağlanmış olduğu takdirde herhangi bir taksitinin vadesinde ödenmemesi halinde sigortacı, sigorta ettirenin kendisine bildirmiş olduğu son ikametgah adresine taahhütlü mektupla veya noter kanalıyla ücret veya taksitin bir ay içinde ödenmesini, aksi takdirde sigortanın feshedilmiş olacağını ihtar eder..." şeklinde düzenleme mevcuttur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 1502 ve (6767 sayılı Yasanın 1325). maddesinde ise "En az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödemiş olan sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren daha sonra prim ödeme borcunu yerine getirmezse, sigortacı bu sebeple sözleşmeyi fesh edemez ve prim isteyemez. Bu halde sigorta, prim ödemeden muaf sigortaya dönüşür..." hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, sigorta poliçesi 4 yıl süreli olup 1. yıl prim taksidi ödenmiştir. Sigorta şirketi 2. yıl prim taksidi ödemesi için sigorta poliçesinde sigortalı adresi olarak "Oto Sanayi Sitesi Çevre Yolu Karşısı Yıldırım/Bursa" yazılan adrese gönderilen ihtar adres yetersizliğinden iade edilmiştir.
Yukarıda izah edilen yasal düzenlemelere göre Bölge Adliye Mahkemesince, sigortacı tarafından poliçe üzerinde yazan adres bilgilerinin doğruluğu araştırılmadan ve yine Hayat Sigortası Genel Şartları C.1.5. maddesinde belirtildiği gibi primin ödenmesine yönelik ihtarın sigortalının son ikametgah adresine yapılması gerekirken mevzuatın yüklediği şartlarda usulüne uygun biçimde ihtarda bulunmadığı halde davalı vekilinin bu konudaki istinaf sebeblerinin kabulüne karar verilmesi ve yine davalı sigorta şirketi 2. yıl prim taksidinin ödenmemesi nedeniyle TTK"nın 1502. maddesine göre poliçenin prim ödemeden muaf sigortaya dönüştüğü ve tenzil
hükümlerini uygulayarak 705,12 TL tenzil kapitalini davacılara ödediğini istinaf dilekçesinde beyan ettiği halde Bölge Adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak BOZULMASINA; dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesi"ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 06/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.